09.01.2025
Yazarlar: Beyza Büyükağaçcı, Beyza Nur Kendigelen
Sendika üyelik aidatı, işçi sendikasına üye olan her işçinin ödemekle yükümlü olduğu temel borçlardan biridir. Bununla birlikte sendikaya üye olmayan işçiler de dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmektedir. Bu bilgi notu ile sendika üyelik aidatı ve dayanışma aidatı ödeme yükümlülüğü ve ödenme usulünden bahsedilecektir.
Union membership fee is one of the basic obligations that every worker who is a member of a labor union is required pay. However, workers who are not members of the union can also benefit from the collective bargaining agreement by paying a solidarity fee. This information note will discuss the obligation to pay union membership fee and solidarity fee, as well as the procedures for their payment.
1.Sendika Üyelik Aidatı ve Dayanışma Aidatı
Sendika üyesi işçilerin üye ile sendika arasındaki hukuki ilişkiden doğan hakları olduğu gibi sendika faaliyetlerden yararlanmanın karşılığı olarak birtakım borçları da bulunmaktadır. Sendika üyeliğinden doğan haklar arasında faaliyetlere ve yönetime katılma hakkı ile birlikte eşit davranılması ve ayrımcılık yasaklarına uyulmasını talep hakkı yer alırken sendika üyeliğinden doğan borçlar arasında kararlara uyma borcu, aidat ödeme borcu gibi yükümlülükler yer almaktadır.
Aidat ödeme borcu, sendikanın faaliyetlerini sürdürebilmesi bakımından gerekli olan ve sendikaya üye olan işçiler veya işverenler tarafından yerine getirilen bir yükümlülüktür. Bu aidat, sendikanın hizmet ve faaliyetlerini finanse etmek amacıyla alınır ve üyeliğin bir gereği olarak ödenir. Üyelik aidatı, sendika kuruluşlarının tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu’na göre, aidat ödeme borcuna getirilen bir üst sınır bulunmakta ise de 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile bu sınır ortadan kalmıştır. 2821 sayılı kanuna göre aylık üyelik ödeme aidatı işçinin bir günlük çıplak ücretini geçemez maddesi kaldırılarak yeni kanun ile birlikte sendikaların kendi tüzüklerinde belirlenen üyelik aidatı miktarı serbestçe belirlenebilir hale gelmiştir.
Dayanışma aidatı ise, 6356 sayılı Kanun’un 39. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinde işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya üye olup da üyelikten ayrılanlar dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanabilirler. Bunun için işçi sendikasının onayı gerekmez. Dayanışma aidatı ödeme ile sözleşmeden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. İmza tarihinden önce yapılan talepler ise, imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur. Dayanışma aidatının miktarının, üyelik aidatından fazla olmamak kaydıyla sendika tüzüğünde belirleneceği düzenlenmiştir.
2. Aidat Ödeme Usulü – check off sistemi
Normalde aidat ödemek, işçi tarafından yerine getirilmesi gereken bir yükümlülüktür. Ancak 2821 sayılı düzenlemede olduğu gibi 6356 sayılı Kanun ile de sendikaların alacaklarını tahsili yöntemi bakımından kaynaktan kesme usulünün (check-off) uygulanacağı belirlenmiştir.
Check off sisteminin öngörüldüğü 6356 sayılı Kanunu’nun 18’nci maddesine göre üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenecektir. Bu konuda işçinin rızası aranmayacağı gibi işçi sendikası işyerinde yetkili değilse işverenin kaynaktan kesme yükümlülüğü de doğmayacaktır.
3. Üyelik ve Dayanışma Aidatında Faiz Başlangıcı
İşverenin aidat kesmeye ilişkin yasal yükümlülüğünün doğması için yetkili sendika tarafından işverene kesinti listesinin verilmesi gerekmektedir. Sendika tarafından üyelik listesi ve aidat tutarını içeren bilgi ve belgelerin işverene gönderilmemesi halinde işverenin aidat ödeme yükümlülüğü de doğmayacaktır.
Bununla birlikte, yasal yükümlülük doğmasına rağmen aidatları kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde işçi sendikasına göndermeyen işveren, ihtara gerek olmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür. O halde toplu iş sözleşmesinde, üyelik ve dayanışma aidatlarının sendikaya ödenme tarihi belirlenmişse bu tarihten belirlenmemişse üye listesinin işverene bildirilmesi tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeyen işverene karşı sendikanın aidat alacağına faiz yürütülebilecektir. Ancak Yargıtay’ın görüşü, toplu iş sözleşmesinde aidat ödenme tarihine ilişkin bir düzenleme yoksa, faizin uygulanabilmesi için sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerektiği şeklindedir[1].
Tüm bunlara ek olarak işverenin aidat kesme yükümlülüğü, sendika yetkisinin kesinleşmesinden başlayarak ileriye doğru bir yükümlülüktür. Maddede açıkça “yetkili işçi sendikası” olarak belirtildiğinden yetki belgesi almayan sendika bakımından işverenin aidat ödeme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Nihayetinde bu yükümlülük yetkinin sona erdiği tarihten itibaren ortadan kalkacaktır. Bu sebeple toplu iş sözleşmesinin art etkisi döneminde yetki almayan sendikaya aidat ödeme yükümlülüğü de bulunmamaktadır.
SONUÇ:
1.Sendikalar, kendi tüzüklerinde belirlenen üyelik aidatı miktarlarını serbestçe belirleyebilirler.
2.Sendika aidatı ödenme usulünde check-off sistemi benimsenmiş ve sendika aidatının işveren tarafından kaynaktan kesme usulü ile ödemesi öngörülmüştür.
3.Yetkili sendika tarafından ilgili belgelerin işverene gönderilmesi ile birlikte 1 ay içerisinde işveren tarafından sendika aidatının kesilmesi ve ödenmesi gerektiği düzenlenmiştir. Aksi halde işveren aidatı bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlü olacaktır.
[1] “Toplu iş sözleşmelerinde, üyelik ve dayanışma aidat bedellerinin sendikaya ödenme tarihi düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmelidir. Buna mukabil, anılan konuya ilişkin bir düzenleme yok ise, hüküm altına alınan tutara faizin yürütülmesi için, sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekmektedir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise, dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.” Yargıtay 9. HD., E. 2020/8731 K. 2021/5946 T. 11.3.2021; Benzer kararlar için bknz: Yargıtay 7. HD., 26/10/2016, 86/11/9770, Yargıtay 22. HD., 15/02/2015, 2015/35660, Yargıtay 22. HD., 22/02/2018-1518/4676.