17.10.2024
Hazırlayanlar: Aybars Elmacıoğlu, Batuhan Pakdamar
Türk hukuk sisteminde, tüm çekişmeli yargı işlerinde, davacı ve davalı olmak üzere iki taraf bulunmaktadır. Yargılama bu iki taraf arasında yürür. Dava sonucunda verilecek hüküm de yine davacı ve davalı arasında kesin hüküm etkisi doğurur. Davaya taraf olmayanlar üçüncü kişi olarak adlandırılmaktadır. Dava sonucunda verilen hüküm, kural olarak üçüncü kişilerin hukuki dinlenilme hakkının ihlâline yol açmamak için kesin hüküm etkisi doğurmasa da üçüncü kişilerin hukuki durumunu etkileyebilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 61. – 70. maddeleri arasında davanın ihbarı ve davaya müdahaleye ilişkin hükümler yer almaktadır. Asli müdahale, fer’i müdahale ve davanın ihbarının ne olduğu, nasıl yapılacağı ve etkilerinin neler olacağı hususlarını işbu yazımız ile derlemiş bulunmaktayız.
In the Turkish legal system, in all adversarial proceedings, there are two opposing parties: The plaintiff and the defendant. The proceedings are conducted between these two opposing parties. The judgment at the end of the case also has the effect between the plaintiff and the defendant. Persons who are not parties to the case are referred to as third parties. Although, as a rule, the judgment does not have the effect on third parties in order to avoid violating their right to be heard, it may still affect their legal status. The provisions regarding the notification of a dispute and intervention are regulated between Articles 61 and 70 of the Code of Civil Procedure (“HMK”). In this article, we have compiled the concepts of principal intervention and accessory intervention, as well as what is the notification of the dispute, how it is made, and what it’s effects are.
1. Asli Müdahale:
Asli müdahale, görülmekte olan bir davanın taraflarına karşı aynı dava konusu hakkında aynı mahkemede ayrı ve bağımsız bir dava açılmasıdır. Dolayısıyla gerçek manada bir müdahale değildir. Bir yargılamanın konusu üzerinde hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar iddiasını ileri sürerek ilgili davadaki davalı veya davacıya karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale sebebiyle açılan dava ve ilgili davaya ilişkin yargılama birlikte yürütülür ve iki dava da aynı mahkemece karara bağlanır. Asli müdahale talebiyle ayrı ve bağımsız bir dava açan taraf kurulan karara karşı kanun yollarına başvurabilir.
2. Fer’i Müdahale:
Üçüncü kişiler, verilecek kesin hüküm sonucunda yaşanabilecek olası olumsuz etkiyi önlemek veya kendisi açısından olumlu bir etki sağlamak ya da kendi hukuki durumunu koruması amacıyla ilgili davaya, tahkikat aşaması sona erinceye kadar fer’i müdahil olarak katılmayı talep edebilir. Bu talebin mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde fer’i müdahil; yanında davaya katıldığı tarafa hukuki destek ve yardım sağlar, katıldığı tarafla birlikte hareket eder. Fer’i müdahil yanında davaya katıldığı tarafın; lehine olan iddia ve savunma araçlarını ileri sürebilir, işlem ve beyanlarına aykırı olmamak kaydıyla her türlü usul işlemini yapabilir. Fer’i müdahil olarak davaya dahil olan üçüncü kişiye aynı davalı ve davacı gibi mahkeme işlemleri müdahile de tebliğ olunur.
Tarafların kanun yoluna başvurmadığı ve bu nedenle hükmün taraflar için kesinleştiği ihtimalde, fer’i müdahilin bu ret kararına karşı kanun yollarına gidilemeyeceği kabul edilmektedir. Yargıtay kararları; davanın tarafları istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmamış ise fer’i müdahilin de tek başına böyle bir başvuru hakkı bulunmayacağı yönündedir. Bununla beraber; HMK’nın 69. maddesine aykırı olarak fer’i müdahil hakkında bir hüküm kurulmuş ise, fer’i müdahilin bu hükmün kendisi ile ilişkili bölümüne karşı tek başına istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurabilmesi mümkün olmaktadır.
3. Asli Müdahale ve Fer’i Müdahale Arasındaki Farklar:
Asli müdahalede, üçüncü kişi davanın taraflarına karşı dava konusu talebe ilişkin ayrıca bir dava yöneltir. Fer’i müdahalede, üçüncü kişi davayı kazanmasında hukuki bir menfaati bulunan taraf yanında davaya katılarak, ilgili tarafa hukuki destek ve yardım sağlar.
Asli müdahil ayrı ve bağımsız bir dava açması sebebiyle taraf sıfatını haiz olurken, fer’i müdahil hiçbir zaman taraf sıfatını haiz olmaz. Bu sebeple taraf sıfatını haiz olan asli müdahil hakkında karar verilirken, fer’i müdahil açısından ise ayrı bir karar verilmez. Zira fer’i müdahil yer aldığı davada taraf sıfatını haiz olmadığı için yanında katıldığı tarafın işlemleriyle bağlıdır ve davada bağımsız bir irade öne süremez, örneğin fer’i müdahilin yaptığı bir usuli işlem yanında katıldığı tarafın onaylamaması halinde geçersiz olacaktır. Asli müdahil için ayrı bir dava söz konusu olup asli müdahil dava konusu üzerinde tasarrufta bulunabilir ve feragat, sulh veya kabul haklarını kullanma hakkına sahipken, fer’i müdahil dava konusu üzerinde tasarrufta bulunamaz.
Asli müdahale kavramı hem çekişmeli hem de çekişmesiz yargı açısından uygulama alanı bulmaktadır. Fer’i müdahale ise yalnızca çekişmeli yargıda uygulama alanı bulmaktadır.
Asli müdahalede müdahil, ilk davanın konusu üzerinde kısmen veya tamamen hak sahibi olduğunu ileri sürebilirken; fer’i müdahil sadece davaya katıldığı tarafın iddia ve savunmalarına katkı sağlayabilir ve kendisi için talepte bulunamaz.
Fer’i müdahale talebi tahkikat aşamasının sonuna kadar ileri sürülebilirken; asli müdahale hüküm verilinceye kadar yapılabilir.
4. Davanın İhbarı:
İlgili dava kendisine ihbar edilen kişi, hukuki yarar sağladığı tarafın yanında davaya katılma hakkına sahiptir. İhbarın amacı, taraflardan birinin dava sonucunda dava konusu talepten ötürü üçüncü bir kişiye rücu talebinde bulunması ihtimali mevcutsa, ilgili üçüncü kişinin davayı baştan itibaren takip edebilmesini sağlamaktır. Ayrıca, üçüncü kişi dava sürecinde kendi haklarını da koruma imkanına sahip olur.
İhbar olunan, kendisine ihbar edilen davayı ihbar eden tarafın kaybetmesi halinde; ihbar eden taraf ile aralarında rücu ilişkisi doğabileceği için davanın kendisine ihbarını isteyen tarafın yanında davaya fer’i müdahil olarak katılmayı talep edebilmektedir. Bu talebin mahkemece kabul edilmesi halinde ihbar olunan, feri müdahil sıfatını kazanır.
İhbar olunanın davaya katılma, fer’i müdahale talep etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Davanın ihbarı ile davaya müdahale, farklı hukuki kavramlardır. Müdahil olma, üçüncü kişinin kendi iradesine bağlı iken, ihbar ise davanın taraflarının talebiyle gerçekleşir. Bununla birlikte, bazı durumlarda mahkeme tarafından resen ihbarda bulunulabilir. İhbarın kabulü ya da reddi mümkün değildir; ancak müdahale talebinin kabulü veya reddi, hukuki niteliği itibarıyla ara karar olup, yalnızca esas karar ile birlikte istinaf veya temyiz edilebilir.
Davanın ihbarı, tahkikat aşaması sona erene kadar yapılabilir. Temyiz ve istinaf aşamalarında ise ihbar mümkün değildir. Ancak bozma kararı verilmesi durumunda dosya yerel mahkemeye dönerse, tahkikat yeniden açılacağı ve yargılama süreci tekrar başlayacağı için ihbar yapılabilir hale gelir. İhbar olunan hakkında hüküm verilemez ve verilen hüküm ihbar olunan açısından kesin hüküm oluşturmaz. Bu nedenle, ihbar olunanın kanun yollarına başvurma imkânı yoktur.
Ayrıca belirtmek gerekir ki fer’i müdahilin karşı tarafla sulh yoluyla davayı sona erdirebilmesi mümkün değildir. Buna ek olarak fer’i müdahil yine de taraf yardımcısı sıfatıyla söz konusu sulhe katılabilir.
Sonuç olarak;
1. Asli müdahale, üçüncü kişinin doğrudan hak iddiasında bulunarak ayrı bir dava ile hakkını savunmasına imkan sağlarken, fer'i müdahale, üçüncü kişiye taraf sıfatı kazanmadan hukuki menfaatinin bulunduğu tarafın yanında davaya katılma imkanı verir. Davanın ihbarı ise, davanın taraflarından biri tarafından, üçüncü kişilerin davadan haberdar edilmesini sağlar. Her üç müessese de üçüncü kişilerin yargı sürecine dahil olabilmelerini, dolayısıyla kendi hak ve menfaatlerini koruyabilmelerini amaçlar.
2. Bu müesseselerin doğru bir şekilde uygulanması, hem yargılamanın adil ve etkin yürütülmesini sağlar hem de davanın tarafları ve üçüncü kişiler arasındaki hakların korunmasına yardımcı olur. Özellikle asli ve fer’i müdahale, yargılama sürecinde farklı hak ve menfaatlerin korunmasını sağladığı gibi, kararın sonucunda üçüncü kişilerin haklarına ilişkin doğabilecek etkilere karşı hüküm kurulmadan önce hukuki aksiyon alma şansı tanır. Aynı zamanda davanın ihbarı ile ihbar edilen kişi, davadan haberdar olarak haklarını koruma ve fer’i müdahale talebinde bulunma şansını elde eder.
3. Türk hukuk sisteminde asli müdahale, fer'i müdahale ve davanın ihbarı, yargılama sürecine üçüncü kişilerin katılımını düzenleyen önemli hukuki müesseselerdir. Bu bağlamda, asli müdahale ile fer’i müdahale arasındaki farkların iyi anlaşılması ve ihbar müessesesinin etkili bir şekilde kullanılması, yargılama sürecinin şeffaf ve hakkaniyete uygun şekilde yürütülmesine katkı sağlar. Davaya müdahale ve davanın ihbarı; sadece yargılama sürecine katılan tarafların değil, yargılama sonucunda dolaylı olarak etkilenecek üçüncü kişilerin de hak ve menfaatlerinin korunması açısından kritik bir rol oynar. Bu kurumların etkin kullanımı, aynı zamanda Türk hukuk sisteminde adil yargılanma ilkesine hizmet eder ve yargılamanın güvenilirliğini artırır.