10.10.2024
Hazırlayanlar: Beyza Büyükağaçcı, Ramazan Yıldırım
Muvazzaf askerlik hizmeti, 20 yaşına gelmiş her erkek Türk vatandaşının silahaltına alınması olarak tanımlanmaktadır. İş sözleşmeleri devam eden erkek Türk vatandaşlarının muvazzaf askerlik sebebiyle silahaltına alınması durumunda iş sözleşmelerinin akıbetinin ne olacağı ve işçilerin hakları işbu yazımız ile kaleme alınmıştır.
Compulsory military service is defined as the conscription of every male Turkish citizen who has reached the age of 20. This legal brief addresses the fate of the employment contracts of male Turkish citizens who are called to military service due to compulsory military service and outlines the rights of such employees.
1. Muvazzaf Askerliğin İş Sözleşmesine Etkisi
Muvazzaf askerlik iş sözleşmesinin sona erme hallerinden biridir. 1457 sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesinin 1.fıkrasına göre “muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla” iş sözleşmesini fesheden işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Kuşkusuz işçinin muvazzaf askerliği nedeniyle iş sözleşmesi işveren tarafından da feshedilse, bu fesih İş Kanunu 25/II dışında kalan bir fesih olduğundan işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır[1]. İlgili hüküm ve genel prensipler doğrultusunda, muvazzaf askerlik sebebiyle iş sözleşmesini fesheden işçiler diğer şartları da taşıyorlarsa kıdem tazminatına hak kazanmaktadır.
İş sözleşmesinin işçi tarafından muvazzaf askerlik gerekçe gösterilmek suretiyle feshedilmesi ile askere gitme tarihi arasındaki makul sürenin ne kadar olması gerektiği konusunda kesin bir ölçü bulunmamaktadır. Ancak işçinin fesih tarihinden uzun bir süre geçmesine karşın askere gitmemiş olması işçinin sözleşmeyi bu amaçla bozmuş olup olmadığı sorusunu gündeme getirir. Buna karşılık, işçinin iş akdini feshettikten 3 - 5 ay gibi kısa süre sonra askere gitmesi durumunda sözleşmenin muvazzaf askerlik nedeniyle feshedildiği yüksek mahkeme tarafından kararlaştırılmıştır.[2]
Bununla birlikte, işçinin kendi elinde olmayan nedenlerle örneğin celp dönemi ertelendiği için veya karşı karşıya kaldığı bazı zorluklar yüzünden askere gitmesi gecikmiş olabilir. Bu nedenle her olayın kendi özelliği içinde değerlendirilmeye tabi tutulması ve makul sürenin geçip geçmediğinin belirlenmesi gerekir.
Muvazzaf askerlik ödevi dışında manevra veya başka bir nedenle silahaltına alınan ya da herhangi bir yasadan doğan çalışma ödevi yüzünden işinden ayrılan işçinin sözleşmesi (iki ay-90 gün) askıya alındığından diğer bir söyleyişle feshedilmediğinden kıdem tazminatının ödenmesi söz konusu olmaz. Ancak yasada belirtilen askı süresinin geçmesi halinde sözleşme işveren tarafından feshedilmiş sayılacağından bu durumda işçi kıdem tazminatına hak kazanır.
Bununla birlikte, 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesine göre işçi, muvazzaf askerlik nedeniyle işten ayrıldığında kıdem tazminatına hak kazanacak ise de ihbar tazminatına hak kazanamaz. İşçinin muvazzaf askerlik görevi sebebiyle iş sözleşmesini feshetmesi halinde, işverenine önceden bildirimde bulunma zorunluluğu bulunmaksızın iş sözleşmesini derhal feshetme hakkı mevcuttur. Bu durumda işçi, işverene ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü altında değildir.[3]
2. Muvazzaf Askerlik Görevinden Sonra İşe Alınmayan İşçinin İşe İadesi
4857 sayılı İş Kanunu’nun, 31’inci maddesi uyarınca, işe girmek isteyen işçinin askerlik ödevinin sona ermesinden itibaren iki ay içinde işverene başvurması gerekmektedir. Bu halde işveren işçileri eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Şayet işveren işçiyi işe almazsa yani iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, söz konusu işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat ödeyecektir.
Askerlik sebebi ile iş sözleşmesini kıdem tazminatını da almak suretiyle sona erdiren işçinin askerlik dönüşü işverence işe alınıp alınmaması yeni bir iş sözleşmesinin kurulması ile ilgilidir. İşçinin işe iade isteğinde bulunması yasal olarak mümkün değildir. Ancak, işçi kıdem tazminatını almadan karşılıklı anlaşma ile askere giderse iş sözleşmesi askıda kalır. Askı sonucunda yani askerlik görevi bitince işçi tekrar işe alınmaz ise bu iş sözleşmesinin feshi anlamına gelir ki, şayet koşulları varsa bu fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde işe iade davası açılabilir.[4]
3. Bedelli Askerlik Hali
1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun geçici 55 inci maddesi ile işçinin temel askerlik eğitimi süresince ücretsiz izinli sayılacağı öngörülmüştür. Bu durumda belirtilen geçici madde kapsamında askere alınmalarda kanuni askı hali söz konusudur. Bununla birlikte, işçi bedelli askerlik sebebiyle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu düzenleme ile işçiye iş sözleşmesini askıya alma ya da iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatını alma konusunda seçim hakkı tanınmıştır.
Nitekim bu konuda uygulamada 7146 sayılı Kanunla getirilen ücretsiz izin hakkı ile kıdem tazminatı hakkı konusunda işçinin seçim hakkı olduğu kabul edilmiştir.
Bedelli askerlikte kıdem tazminatı konusunda Konya Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) verdiği emsal kararda, “4857 sayılı Kanuna tabi olarak çalışanlardan zorunlu(muvazzaf) askerliğini yapanların askerlikten kaynaklanan kıdem tazminatı ve askerlik dönüşü işe başlama şeklinde iki önemli hakkı vardır. Askerlik nedeniyle işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı alabileceğine dair düzenleme İş Kanunu’nun ilgili maddesinde yer almakta olup, bu maddede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. 7146 sayılı Kanun, temel askerlik süresince çalışanın işyeri tarafından ücretsiz izinli olarak sayılacağına yer verdiğinden, bedelli askerlik nedeniyle işine ara verecek işçinin askere gideceğini belirterek iş akdini feshetmemişse dönüşünde aynı yerde çalışma hakkına da sahiptir. Ancak bunun yerine ücretsiz izin de talep edebilir. Bu durumda ise ortada bir fesih olmadığından feshe bağlı alacak olan kıdem tazminatı talebinden söz edilemez. Yani işçinin seçimlik hakkı vardır. Davacı 1475 sayılı Kanun’a göre fesih hakkını kullanarak kıdem tazminatı talep etmiştir. Davalı işveren işten ayrılış bildirgesini 03(işçi istifası) koduyla vermiştir. Dava ve ıslah dilekçesinde talep edilen miktarlar dikkate alınarak bilirkişi raporunda hesaplanan kıdem tazminatı alacağının kabulü gerekmektedir.[5]” biçiminde hüküm kurmuştur.
Yüksek mahkeme yine konuyla ilgili bir kararında, askerlik yapmaksızın sadece belirlenen askerlik bedelinin ödenmesi halinde de kıdem tazminatına hak kazanılacağını kabul etmiştir.[6]
4. Askerlik Süresince İşsizlik Maaşı Hakkı
Muvazzaf askerlik sebebiyle iş akdini sona erdiren işçi, işsizlik maaşından yararlanabilecektir.
İşsizlik sigortası haklarından yararlanabilmek için işçinin kendi isteği dışında işsiz kalmış olması temel şarttır. Askerlik görevi, işçinin kendi iradesi dışında yerine getirmesi gereken bir kamu görevi olduğundan, bu nedenle iş sözleşmesini fesheden işçi, işsizlik sigortası yasasının öngördüğü diğer şartları taşıması halinde işsizlik maaşı alma hakkına sahiptir.
Askerlik nedeniyle işten ayrılan bir işçinin, askerlik süresince işsizlik maaşı/ödeneği alma hakkı bulunmamaktadır. İşçinin işsizlik maaşı/ödeneği hakkı, askerlik öncesi işsiz kaldığı süre ve askerlik sonrası işsiz kaldığı süre ile sınırlıdır.
İşçinin durumuna göre iki farklı senaryo ortaya çıkabilir:
Sonuç
1. Muvazzaf askerlik görevi nedeniyle işten ayrılan işçilerin kıdem tazminatı hakkı olmakla birlikte ihbar tazminatı hakkı bulunmamaktadır.
2. Askerlik görevini tamamlayan işçi, eski işine iade edilme hakkına sahiptir. Ancak bu hakkın kullanılması için işçinin işverene başvurması ve işverenin de bu talebi kabul etmesi gerekmektedir.
3. İşçi askerlik öncesi ve sonrası işsiz kalınan dönemler için işsizlik maaşı alabilir.
[1] Sarper Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2020, İstanbul, s.761.
[2] Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/16386 E. 2018/23401 K. sayılı 5.11.2018 tarihli ilamı
[3] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/11087 E. 2019/13276 K. sayılı 13.06.2019 tarihli ilamında “İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, evlilik, muvazzaf askerlik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır.”
[4] Yargıtay 22.Hukuk Dairesi 2014/11565 E. 2014/11387 K. sayılı 05.05.2014 tarihli ilamı
[5] Konya BAM 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/2257 E. 2020/167 K. sayılı 24.01.2020 tarihli ilamı
[6] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/15064 E. 2015/31360 K. sayılı 05.11.2015 tarihli ilamı