12.09.2024

Hazırlayanlar: Beyza Büyükağaçcı, Ahsen Nur Ürey

 

08.02.2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’yla bu kurumlarda çalışan öğretmenlerle yapılacak sözleşmelerin en az bir takvim yılı süreli olarak düzenlenmesi öngörülmüştür. Bu düzenleme beraberinde bu sözleşmenin niteliğine ilişkin bir tereddüt oluşturmuş ve hem uygulama hem de öğretide farklı görüşlerin doğmasına sebep olmuştur. Yargıtay özel daireleri arasında birlik olmaması sebebiyle 23.02.2018 tarihinde yayınlanan içtihadı birleştirme kararı ile özel okul öğretmenlerinin sözleşmelerinin türü belirli süreli iş sözleşmesi olarak ifade edilmiştir. İşbu bilgi notumuzda özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin iş sözleşmelerinin hukuki niteliğine değinilecektir.

The Law No. 5580 on Private Education Institutions, dated February 8, 2007, stipulates that contracts with teachers working in these institutions shall be arranged for a minimum duration of one calendar year. This regulation has led to some uncertainty regarding the nature of these contracts and has resulted in differing opinions both in practice and in academic discussions. Due to the lack of unity among the specialized chambers of the Supreme Court, a unification of judgments decision was published on February 23, 2018, which defined the type of contracts for private school teachers as fixed-term employment contracts. This legal brief will address the legal nature of the employment contracts of teachers working in private educational institutions.

1)   İş Sözleşmesinin Belirli veya Belirsiz Süreli Olmasına Bağlanan Sonuçlar

Türk İş Hukuku’nda iş sözleşmeleri çoğunlukla belirsiz süreli ve tam süreli çalışma modeli esas alınarak yapılmaktadır. Sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi, bu niteliğe bağlanan hukuki sonuçlardan yararlanılması hususunda önem arz etmektedir. Çünkü İş Kanunu’nda yer alan, sözleşmenin feshine ve iş güvencesine ilişkin hükümler yalnızca belirsiz süreli sözleşmelere uygulanmaktadır. Belirli süreli sözleşmeye tabi olarak çalışan işçilerin sözleşmeleri herhangi bir fesih bildirimine gerek olmadan sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona ermekte, işçi iş güvencesi hükümlerinden ve kıdem tazminatı gibi haklardan yararlanamamaktadır.

2)   Özel Öğretim Kurumlarında Çalışan Öğretmenlerin İş Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği

4857 sayılı İş Kanunu kapsamında belirsiz süreli iş sözleşmesi yapılmasının esas, belirli süreli sözleşmenin istisna olması sebebiyle Kanun’un 11. Maddesi ile belirli süreli sözleşme yapılabilmesi için birtakım şartlar öngörülmüştür. Söz konusu şartlara ek olarak mevzuatımızda çeşitli durumlarda bu türde sözleşme yapılmasını zorunlu kılan veya buna olanak tanıyan düzenlemeler de mevcuttur. Bu minvaldeki düzenlemelere ilişkin en önemli örneklerden biri 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda yer alan düzenlemedir. İlgili kanunun 9. maddesinin 1.fıkrası uyarınca öğretmenlerle yapılacak sözleşmelerin en az bir takvim yılı süreli olmak üzere düzenlenmesi öngörülmüştür. Bu düzenlemeyle birlikte zaman içinde bu sözleşmenin belirli süreli sözleşme olup olmadığı, buna bağlı olarak öğretmenlerin işe iade talebinde bulunma ve kıdem tazminatı isteme gibi haklardan yararlanıp yararlanamayacakları hususunda öğretide ve uygulamada çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır.

Belirsiz Süreli Sözleşme Olduğuna Dair Görüşler; Yargıtay 7. ve 9. Hukuk Daireleri[1] bu sözleşmelerin 2014 yılı sonuna kadar belirli süreli olarak kabul edildiğini, bu tarihten sonra ise içtihat değişikliğine gidilerek asgari süreli sözleşme olarak nitelendirildiğini, asgari süreli iş sözleşmelerinin sözleşmede belirlenen sürenin dolmasıyla niteliği itibariyle belirsiz süreli olarak değerlendirileceğini ve bu sebeple de işçinin şartları varsa iş güvencesi hükümlerinden yararlanacağını ifade etmiştir.

Belirli Süreli Sözleşme Olduğuna Dair Görüşler; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi[2] ise mevcut kanundan önce yürürlükte olan 625 sayılı kanunda, özel öğretim kurumlarında çalışanlarla yapılacak sözleşmelere ilişkin yenileme ve uzatma gibi konular düzenlendiğinden ve bu konular belirli süreli iş sözleşmelerine ilişkin kavramlar olduğundan ve 625 sayılı kanunu yürürlükten kaldıran 5580 sayılı kanunda sözleşmenin türünün değiştirildiğine ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığından bu tür sözleşmelerin belirli süreli olduğunu ifade etmiştir.

Yargıtay daha sonra 2018 yılında bu konuda bir içtihadı birleştirme kararı yayınlamıştır[3]. Bu kararın gerekçesine göre; Kanun Koyucu özel öğretim kurumlarında işveren ve işçi arasındaki sözleşmenin en az bir takvim yılı süreyle yapılacak şekilde düzenlenmesi kuralını, okullardaki eğitim ve öğretimin aksamadan devam etmesi için düzenlemiştir. Bu nedenle bu amaç esas alındığında taraflar arasında asgari süreli tek bir sözleşme yapıldığının kabulü mümkün değildir zira sözleşmedeki asgari sürenin dolmasıyla taraflardan biri fesih hakkını kullanabilir ve böylelikle eğitim faaliyeti kesintiye uğrayabilir. Böylelikle Yargıtay sözleşmenin asgari süreli olarak kabul edilmesinin eğitim ve öğretim faaliyetinin devamlılığını koruma amacına uygun düşmemesi nedeniyle belirli süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği ve kanunun öngördüğü hallerde belirli süreli sözleşme yapılabilmesi için gereken objektif koşulların varlığının aranmasına gerek olmadığı yönünde karar vermiştir.

Yargıtay’ın bu içtihadı birleştirme kararının ardından sözleşmenin niteliğine ilişkin tereddüt ortadan kalkmış olsa da şüphesiz ki özel okullarda görev yapan öğretmenler İş Kanunu’nun işçiye tanıdığı çeşitli haklardan mahrum kalmaktadır. Sözleşmeler belirli süreli olması nedeniyle sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona ermekte ve öğretmenler kıdem tazminatı, ihbar tazminatı haklarına sahip olmamakla birlikte iş güvencesi imkânlarından da yararlanamamaktadır. Bununla birlikte Yargıtay’a[4] göre işçinin kıdem başlangıç tarihi sözleşmenin yapıldığı tarih değil, işçinin işe fiilen başladığı tarih olduğu için işçi şartları varsa belirlenen süre dolmadan ve haklı bir neden olmadan sözleşmenin feshedilmesi halinde kıdem tazminatı ve TBK uyarınca bakiye süre tazminatı hakkına sahip olacaktır.

SONUÇ:

Türk İş Kanunu’nda işçiyi korumaya yönelik düzenlenmiş feshe karşı koruma, kıdem tazminatından yararlanma ve işe iade talebinde bulunma gibi haklar belirsiz süreli iş sözleşmelerine bağlı olarak çalışanlar için mevcuttur. Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin sözleşmeleri 2014 yılı sonuna kadar Yargıtay içtihatlarında belirli süreli olarak kabul edilirken sonraki yıllarda asgari süreli sözleşme olduğuna dair farklı yönde kararlar da mevcuttur. Bu nedenle 2018 yılında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, yayınladığı kararla bu sözleşmelerin türünün belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu ifade ederek hukuki tartışmalara son vermiştir. Bu karar beraberinde özel okul öğretmenlerinin çeşitli hukuki korumalardan mahrum kalmaları sonucunu da doğurmuştur. Belirlenen sürenin sona ermesiyle sözleşmeleri kendiliğinden sona eren öğretmenler kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamamakta aynı zamanda iş güvencesi hükümlerinden de yararlanamamaktadır. Ancak, belirlenen süreden önce haksız şekilde iş sözleşmesi sona eren öğretmenlerin şartları varsa bakiye süre tazminatı ve kıdem tazminatına hak kazanacaktır.


[1] Yargıtay 9. HD. 2014/36555 E. 2016/7585K., 28.03.2016; Yargıtay 9. HD. 2014/37063 E. 2016/7547 K. 28.03.2016; Yargıtay 9. HD. 2015/1301 E. 2016/10670 K., T.27.04.2016; Yargıtay 7. HD. 2014/22023 E. 2015/4628 K. 16.03.2015; Yargıtay 7. HD. 2015/91 E. 2015/26257 K. 22.12.2015; Yargıtay 7. HD. 2015/146 E. 2015/22855 K., 19.11.2015.

[2] Yargıtay 22. HD., 25.02.2014, 3400/3804; Yargıtay 22. HD., 13.04.2015, 108018/13309

[3] Yargıtay İBBGK, 23.02.2018, E.2017/1, K.2018/2, RG, 29.06.2018, S.30463.

[4] Yargıtay 9. HD. 2019/4431 E. 2019/12008 K. sayılı ve 23.05.2019 Tarihli İlamı. 

TOP