KARAYOLU İLE EŞYA TAŞIMALARINDA GÖNDERENİN KUSURSUZ SORUMLULUĞU

Serdarhan Güler

I.  GİRİŞ

Şehirlerarası, uluslararası ve hatta kıtalararası ticaretin gelişmesi ile taşımacılığın da önemi oldukça artmıştır. Bu taşıma işleri, karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyolu ile gerçekleştirilebilmektedir. Ancak bilindiği üzere Türkiye’de karayolundan yapılan taşıma diğer taşama şekillerine göre daha çok tercih edilmektedir. Çalışmamızda da esas olarak karayolu ile eşya taşımalarında gönderenin kusursuz sorumluluğu üzerinde durulacağından diğer taşıma yollarına ilişkin bilgiye yer verilmeyecektir.

Karayolu ile eşya taşıma taahhüdüne karşılık ücret ödeme yükümlüğü içeren eşya taşıma anlaşmalarının taraflarından birisini de gönderen oluşturmaktadır. TTK, CMR ve HGB’de gönderenin, yetersiz ambalajlama ve işaretlemeden, taşıma senedinde yer alan bilgilerin eksik, yanlış ve gerçeğe aykırı olmasından, tehlikeli eşyanın niteliği hakkındaki bildirimin yetersizliğinden ve refakat belge ve bilgilerindeki eksikliklerden, gerçeğe aykırılıklardan, belge ve bilgilerin yokluğundan kaynaklı olarak kusursuz olarak sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Bu hukuk sistemlerinde sorumluluğun sınırı ve gönderenin sorumlu olduğu haller bir miktar değişikler içermekteyse de oldukça birbirine yakın düzenlemeler içermektedir.

Bu çalışmamızda ilk olarak “Gönderen kimdir?” sorusunun cevabını vermeye çalışacağız. Daha sonra ise gönderenin kusursuz sorumluluğunu düzenleyen kanuni düzenlemeleri, ilgili kanuni düzenlemelere hangi hallerin girdiğini TTK ve CMR hükümleriyle kıyaslayarak, gönderenin kusursuz sorumluluğunun şartları ve sınırlı sorumluluk prensibini açıklamaya çalışacağız.

IEŞYA TAŞIMA SÖZLEŞMESİNİN TARAFI OLARAK GÖNDEREN

A. Gönderen Kavramı

     Karayolu ile eşya taşıma taahhüdüne karşılık ücret ödeme yükümlüğü içeren eşya taşıma anlaşmalarının taraflarından biri de gönderendir. Türk Hukukunda ve uluslararası sözleşmelerde gönderen kavramı yerine taşıtan, gönderici, yükleten, mürsil, gibi kavramların kullanıldığına rastlanabilmektedir1. TTK’nın karayolu ile taşımaya ilişkin hükümlerini içeren “Taşıma İşleri” başlıklı Dördüncü Kitabında “gönderen” kavramına yer verildiği görülecektir. Ne var ki gönderen kavramının tanımına TTK’da yer verilmemiştir. KTK’nın 3. maddesinde ise gönderen, “Eşyayı taşımacıya teslim eden, gönderileni belirleyen ve taşıma senedini imzalayan kişi” olarak tanımlanmıştır. Yargıtay ise göndereni, “taşıma sözleşmesinde taşıyıcının sözleşme yaptığı karşı taraf olup, sözleşme uyarınca eşyanın taşınması kendisine karşı taahhüt olunan ve bunun karşılığında taşıma ücreti ödemekle yükümlü olan kimsedir” şeklinde tanımlamaktadır2. Doktrinde3 ise farklı tanımlamalara yer verilmekle birlikte kanaatimizce göndereni tanımlamaya en uygun tanım, “ücret ödemesi karşılığında, eşyanın belli bir yere taşınarak teslim edilmesi hususunda, taşıyan ile eşya taşıma sözleşmesi yapan veya adına böyle bir sözleşme yapılan gerçek veya tüzel kişi4” şeklindeki tanımlama olacaktır.

B. Gönderenin Türleri

1- Alt Gönderen- Asıl Gönderen

    Aksi kararlaştırılmadığı sürece taşıma sözleşmeleri alt taşıma sözleşmesine konu edilebilecektir. Bu kapsamda asıl taşıma sözleşmesinde taşıyıcı sıfatına sahip olan taşıyıcı başka bir taşıyıcı ile sözleşmeye konu eşyanın taşınması yönünde anlaşırsa bu halde alt taşıma sözleşmesi bakımından ise gönderen sıfatına haiz olacaktır5. Nitekim bu tespit sonucunda tarafların birbirlerine karşı yükümlülüklerinin de her bir sözleşmedeki sıfatları bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmek isteriz.

2- Tüketici Gönderen

TTK, eTTK’dan farklı olarak, mehaz HGB hükümlerini de dikkate alarak gönderenin tüketici sıfatına sahip olmasına özel bazı sonuçlar yüklemiştir. TTK m. 864/5 uyarınca tüketici, “sözleşmeyi ticari veya meslekî faaliyeti ile ilgili olmayan bir amaçla yapan bir gerçek veya tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 3 (k) maddesi uyarınca ise tüketici “ticari veya meslekî olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir.

Eğer ki taşıma sözleşmesinin bir tarafı tüketici gönderen ise TTK m. 864/4 uyarınca, bu kişi taşıyıcıya karşı ancak kusuru halinde TTK m. 864/1 ve 2’ye göre, zarar ve giderlerden sınırlı olarak sorumlu olur. Dolayısıyla gönderenin tüketici sıfatının belirlenmesi, sorumluluğunun hukukî niteliği ve sınırının tespiti açısından da önemli olacaktır6. 

3- Taşınma Eşyası Göndereni 

6762 sayılı eTTK’da bulunmayan taşınma eşyası taşıması sözleşmesi 6102 sayılı TTK’da kendisine yer bulmuştur. TTK m. 894 hükmüne göre “Bir evden, bürodan veya benzeri bir yerden alınıp benzeri bir yere taşınan eşya “taşınma eşyası”dır”. Ancak hemen belirtmek gerekir ki kanunun gerekçesi7 okunduğunda eşya tanımının sınırlı olarak oturulmakta veya kullanılmakta ve benzer şekilde hizmet veren eşya olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.

TTK hükümleri uyarınca taşınma eşyası taşıma sözleşmesinin tarafı olan gönderenin hak ve yükümlülükleri, genel eşya taşımasına göre birtakım farklılıklar içermektedir. Bunlara gönderenin taşıma senedi düzenleme yükümlülüğünün aksine taşınma eşyası göndereni için böyle bir yükümlüğün öngörülmemiş olması ve gönderenin tehlikeli eşya hakkında ayrıntılı ve yazılı bildirimde bulunma yükümlülüğünün aksine taşınma eşyası göndereninin tehlikeli eşya hakkında genel ve şekle bağlı olmayan bildirim yükümlülüğünün bulunması örnek olarak gösterilebilecektir8.

C. Gönderenin yardımcıları

    Gönderenin taşıma sözleşmesinden doğan sorumluluklarını yerine getirmek içi üçüncü kişilerden yardım alması mümkündür. Nitekim tüzel kişi gönderen bu yükümlülükleri aslında her daim bir gerçek kişi yardımcı ile yerine getirmek mecburiyeti altındadır9. Her ne kadar Kanunda gönderenin yardımcılarının kusurundan sorumluluğa ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemişse de TTK m. 879 kıyas yoluyla uygulanabilecektir10. Bu hükme göre taşıyan yardımcılarının kusurundan sorumlu olmaktadır.

      TTK’nın 879. maddesinde yardımcı kişiler iki grup altında ifade edilmiştir. Bunlardan ilki, taşıyıcının kendi adamlarıdır. Kıyasen bu maddenin gönderene uygulanması halinde gönderenin kendi adamları kavramına ilk olarak bir hizmet akdine dayanarak gönderene bir sürekli şekilde bağlı olarak çalışan kişiler (servants) girer11. Ayrıca akdî temsilci olan kişinin (agents) de gönderenin adamı olduğu ifade edilebilecektir12. İkinci grupta ise taşıyıcının taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişiler bulunmaktadır. Mezkur maddenin gönderen açısından kıyasen uygulanması halinde, bu kişileri gönderenle sürekli bir ilişki içinde olmaksızın arızi bir biçimde yardımlarından yararlanılan kişiler oluğu ifade edilebilecektir13.

II- KARAYOLU İLE EŞYA TAŞIMALARINDA GÖNDERENİN KUSURSUZ SORUMLULUĞU

A. Gönderenin Kusursuz Sorumluluğuna İlişkin Kanuni Düzenlemeler

1- Türk Hukukunda Gönderenin Kusursuz Sorumluluğuna İlişkin Kanuni Düzenleme

     Gönderenin kusursuz sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler yalnızca 6102 sayılı TTK’da değil 865 sayılı TTK ve 6762 sayılı TTK’da da düzenleme alanı bulmuştur. Ancak her iki kanunda da 6102 sayılı TTK’da olduğu şekliyle tek bir madde halinde düzenlenmemiş, dağınık olarak farklı maddeler altında düzenlenmiştir14. Ayrıca gönderenin yetersiz ambalajlama ve işaretlemeden sorumluluğu ile taşıma senedine yazılan bilgilerden sorumluluğu 6762 sayılı TTK’da düzenlenmemişken 6102 sayılı TTK’da düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra çalışmamızın devamında detaylı durulacağı üzere 6102 sayılı TTK’da gönderenin sorumluluğun sınırlandırıldığı, taşıyıcıya müterafik sorumluluk yüklediği ve tüketici gönderici kavramına yer verdiği görülürken 865 sayılı TTK ve 6762 sayılı TTK’da bu yönde herhangi bir düzenlemeye rastlamak mümkün değildir. Ortak düzenleme bulunan maddeler bakımından da bazı hususların tam olarak aynı düzenlenmediği ve birtakım farklılıklar içerdiğinden söz edilebilecektir15.

 6102 sayılı TTK ile kusursuz sorumluluk halleri 864. maddede toplanmış ve dağınık olan düzenlemelerin toplanması sağlanmıştır16. Mezkur düzenleme birtakım farklılıklar içerse de HGB’nin 414. paragrafının yakın bir çevirisidir17. Ayrıca her ne kadar CMR kapsamında kusursuz sorumluluğa ilişkin hükümler eTTK’da olduğu gibi dağınık düzenlenmişse de TTK’nın genel gerekçesi18 incelendiğinde mezkur hükme CMR’de yer alan düzenlemelerin de yansıtıldığından şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle TTK m. 864 hükmünün HGB 414. paragrafının yanı sıra CMR’nin 7/1., 10., 11/2. ve 22/2. hükümlerinin kaynaklığında ortaya çıkan bir madde olduğu ifade edilebilecektir19.

2- Alman Hukukunda Gönderenin Kusursuz Sorumluluğu

    HGB’nin 414’üncü maddesinde gönderenin kusurundan bağımsız olarak sorumlu olacağı özel hallerin düzenlendiği görülebilecektir. İfade etmiş olduğumuz üzere ilgili madde TTK’nın 864’üncü maddesine oldukça benzemekte hatta neredeyse çevirisi denilebilecek düzeydedir. Ancak TTK’nın çeviriye esas almış olduğu HGB’nin 414’üncü maddesindeki bazı bölümler kaldırılmıştır.

    İfade etmiş olduğumuz değişikliklerden birincisi 29.06.2000 tarihinde kaldırılan ve yalnızca gerçek kişileri tüketici olarak tanımlayan 4. fıkradır. Bu nedenle TKHK’nın yanında TTK’nın 864’üncü maddesinde de tanımı bulunan tüketici kavramı, Alman Hukukunda yalnızca BGB’nin 13’üncü paragrafında tanımlanmaktadır. Nitekim tanımlamalarda önemli farklılıklar olmadığını ve bu nedenle madde metinlerinde yer alan bu farklılığın uygulama açısından gerçek anlamda bir farklılığa sebebiyet vermeyeceğini ifade edebiliriz. Ancak diğer değişiklik oldukça önemlidir. Biraz sonra ifade edeceğimiz ve yer verdiğimiz madde metninden anlaşılacağı üzere Türk Hukukunda gönderenin kusursuz sorumluluğu sınırlandırılmıştır. Mezkur düzenleme doktrin tarafından da eleştirilmekte olup bizim de katıldığımız görüşe göre, ilerleyen sayfalarda daha detaylı olarak açıklayacağımız üzere, maddenin kaldırılması yerinde olacaktır20. Nitekim sorumluluğun sınırlandırmasına yönelik söz konusu düzenleme Alman Hukukundan da 24.04.2013 itibariyle kaldırılmıştır.

3- CMR’de Gönderenin Kusursuz Sorumluluğu

a) CMR’nin Kapsamı ve Uygulama Alanı

    19 Mayıs 1956 yılında İsviçre’nin Cenevre Kenti’nde hazırlanan CMR, 2 Temmuz 1961’de yürürlüğe girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin CMR’ye katılması ise 07.12.1993 tarihli ve 3939 sayılı Kanunla uygun bulunmuş ve 04.01.1995 tarihinde 22161 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanması ile yürürlüğe girmiştir. TTK ile CMR arasında düzenlenme alanları açısından bir farlılık mevcuttur. CMR, sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanmaktadır21.

    Görüleceği üzere, CMR ile uluslararası nitelikli karayolu ile eşya taşımları düzenlenmekteyken, TTK hükümleri yurtiçi taşıma işlerini düzenlemektedir22. Ancak CMR m.1 hükmüne bakıldığında ev eşyası taşımlarının kapsam dışında bırakıldığı görülürken yukarıda da kısaca bahsetmiş olduğumuz üzere TTK’da ev eşyası taşımalarına ilişkin “Taşınma Eşyası Taşıması” başlıklı özel düzenlemeler yer almaktadır23.

b) CMR’de Gönderenin Kusursuz Sorumluluğuna İlişkin Yer Alan Düzenlemeler

     Türk Hukukunda toplu bir biçimde yer alan düzenlemenin aksine CMR’de gönderenin kusursuz sorumluluğu dağınık bir biçimde düzenlenmektedir. İlerleyen bölümlerde her bir kusursuz sorumluluk hali için farklılıklara ve benzerliklere tek tek değinilecektir. Gönderenin kusursuz sorumluluğuna ilişkin CMR’nin ilgili maddeleri; ambalajlama ve işaretleme yükümlülüğü bakımından CMR m.10, m. 17/4-b ve m. 17/4-e, taşıma senedinin (sevk mektubunun) içeriği ve gönderenin yükümlülüğü bakımından CMR m. 5, 6 ve 7, gönderenin eşyanın tehlikeli olduğu hususunda bildirim yükümlülüğü bakımından CMR m. 22, refakat belgelerinin bulunmaması, yetersiz olması, veya usule aykırı oluşu bakımından ise CMR m. 11 olarak sıralanabilecektir24. Alman Hukukunda olduğu gibi CMR’de de gönderenin sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği ifade edilebilecektir.

B. Gönderenin Kusursuz Sorumluluğunu Doğuran Haller

    1- Yetersiz Ambalajlama ve İşaretlemeden Doğan Sorumluluk

    a) Ambalajlama Kavramı ve Ambalajlama Yükümlülüğünün Amacı ve İçeriği

    TTK’nın 862. maddesine göre, “gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde” ambalajlamak yükümlülüğü altındadır. Ancak hemen ifade etmek gerekir ki genel eşya taşıma sözleşmelerinde ve gönderenin tüketici olmadığı taşınma eşyası taşıma sözleşmelerinde ambalajlama gönderenin kanunî yükümlülüğü iken, gönderenin tüketici sıfatını haiz olduğu taşınma eşyası taşıma sözleşmelerinde bu yükümlülük taşıyıcıdadır.

    Ambalajlama, taşınacak olan eşyanın, dış etkilere karşı koruyabilmek ve eşyanın dışarıya tesirini önleyebilmek amacıyla onları bir arada tutan, sargı, kutu, kap ve zarf gibi araçların içine konulmasını veya sarılmasını ifade eder25. Ambalajlamanın esasen dört fonksiyonunun olduğu söylenebilir. Bu fonksiyonlar; eşyanın dış etkenlerden korunmasını sağlamak, eşyanın dış dünyaya tesirini önlemek, yükleme ve boşaltmada kolaylık sağlamak ve son olarak ise ayırt ediciliği sağlamak olarak ifade edilebilecektir26.

     Ayrıca hemen ifade etmek gerekir ki taşıma konusu her eşyanın ambalajlanması konusunda bir zorunluluk bulunmamaktadır. Eşyanın niteliği konusu kereste, otomobil, hafriyat gibi ambalajlamayı gerektirmeyen bir eşya ise, gönderen eşyayı ambalajlamak zorunda değildir27. Ayrıca ambalajlayanın kararlaştırılan taşıma şeklini, süresini, mevsim şartlarını ve taşıma aracını da gözeterek buna uygun olarak ambalajlama yapması gerekir28. Uygun ambalajlama yapma yükümlülüğünün sınırı ise ambalajlama masrafı ile korunmaya çalışılan risk arasındaki orantı olarak ifade edilebilecektir29.

    Bu hususta ifade edilmesi gereken diğer bir husus da her ne kadar TTK’da açık bir biçimde taşıyıcının ambalajı inceleme yükümlülüğü düzenlenmemişse de doktrin, uygulama ve Yargıtay30 kararları incelendiğinde taşıyıcının da ambalajları inceleme yükümlülüğü bulunduğundan bahsedilebilecektir31. Zira eşyaya vakıf olan gönderenken güzergaha ve araca vakıf olan ise taşıyıcıdır32. Açık düzenleme bulunmamakla birlikte TTK m. 858/2, TMK m. 2 ve tacirin basiretli davranma yükümlülüğü taşıyıcıların da inceleme yükümlülüklerinin varlığı için dayanılabilecek kanuni düzenlemeler olarak ifade edilebilir33.

      Taşıma senedine taşıyıcı tarafından aksine bir çekince konulmamışsa gönderen tarafından ambalajlanan eşya iyi durumda ve taşıma senedinde gösterildiği şekilde olduğu karine olarak kabul edilmektedir34. Bu noktada ifade edilebilir ki yetersiz ambalajlama ya da işaretlemenin hem gönderenin hem de taşıyıcının sorumluluk alanındaki işlemlerden kaynaklanması nedeniyle oluşabilecek tazminat yükümlülüğü ya da zarar, sebep olma oranına göre paylaşılacaktır35.

   b) İşaretleme Kavramı ve İşaretleme Yükümlülüğünün Amacı ve Kapsamı

      Ambalajlamanın alt unsuru olarak ifade edilebilecek olan işaretleme kavramı36 ilk olarak karşımıza TTK m. 862’de çıkmaktadır. İlgili hükme göre gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlü olacaktır. TTK m. 864’te ise yetersiz işaretlemenin göndereni kusursuz sorumlu hale getireceği düzenlenmektedir. İşaretleme eşyanın diğer kişilerin eşyaları ile karışmasını önlemeyi, eşyanın niteliğinin bilinerek taşımanın hassasiyetinin buna göre yapılmasını ve içeriğinin bilinebilir hale gelmesini sağlar37. İşaretlemenin karışıklığa yol açmayacak biçimde, okunulabilir, anlaşılabilir ve kalıcı bir biçimde yapılması gerekmektedir. İşaretlemeler genel olarak kırılganlık, azami istif sayısı, paketin üste gelecek kısmı, sıcaklık ve nem koşulları ile ilgili yapılmaktadır38.

    c) Yetersiz Ambalajlama ve İşaretlemeden Doğan Sorumluluğa İlişkin CMR’de Yer Alan Farklılıklar

     Daha önce de ifade etmiş olduğumuz üzere gönderenin ambalajlama ve işaretleme yükümlülüğü bakımından asıl olarak CMR m.10, m. 17/4-b ve m. 17/4-e hükümlerini incelememiz gerekmektedir. TTK ve CMR’ye tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanması ve işaretlenmesi gönderenin yükümlülüklerinden sayılmıştır. Bu noktada TTK ile CMR arasındaki bir kapsam farkına da dikkat çekmek gerekir. TTK “yetersiz” ambalajlamaya bir sonuç bağlamakta iken CMR m. 10 hükmü “ayıplı (defective) ambalajlamayı” yaptırıma tabi tutmaktadır39. Ayrıca CMR’ye tabi taşımalar açısından taşıyıcının ambalajın görünürdeki durumunu kontrol etme yükümlülüğü CMR m. 8’de açıkça düzenlenme alanı bulmuştur. Yine CMR m. 10’da göndericinin yetersiz ambalajlama sebebiyle doğacak zararlardan taşımacıya karşı sorumlu olduğu düzenlenmişse de eşyanın kabulünde ambalaj yetersizliğinin açık seçik olması veya taşımacı tarafından biliniyor olmasına karşın çekince beyan edilmemesi durumunda göndericinin sorumluluğuna ilişkin hükmün geçersiz olacağı açık bir biçimde hükme bağlanmıştır40. Az önce belirtmiş olduğumuz üzere bu husus TTK’da açık bir biçimde düzenlenmemektedir.

2- Taşıma Senedinde Yer Alan Bilgilerin Eksik, Yanlış ve Gerçeğe Aykırı Olmasından Doğan Sorumluluk

a) Taşıma Senedinin İçeriği

 Türk Hukukunda taşıma senedinin içeriğine ilişkin düzenleme CMR Konvansiyonunun 6. maddesi ve Alman Ticaret Kanununun 408. paragrafı esas alınarak TTK m. 857’de düzenlenmiştir. Kanuna göre; “(1) Taşıma senedi aşağıdaki kayıtları içerir:

a) Düzenlenme yeri ve tarihi.

b) Gönderenin adı, soyadı veya ticaret unvanı ve adresi.

c) Taşıyıcının adı, soyadı veya ticaret unvanı ve adresi.

d) Eşyanın teslim alınacağı yer ve gün ile teslim edileceği yer.

e) Gönderilenin adı, soyadı veya ticaret unvanı ile adresi.

f) Gerektiğinde bildirim adresi.

g) Eşyanın türünün olağan işareti ile ambalajının çeşidi ve tehlikeli mallarda bunlara ilişkin mevzuatta öngörülen, diğer durumlarda ise genellikle tanınan işaretleri.

h)Taşınacak paketlerin sayısı, işaretleri ve numaraları.

i) Eşyanın net olmayan ağırlığı veya başka şekilde beyan edilen miktarı.

j) Taşımanın yapılacağı süre.

k) Kararlaştırılan taşıma ücreti ve teslime kadar ortaya çıkacak giderler ile taşıma ücretinin gönderenden başka biri tarafından ödenecek olması hâlinde buna ilişkin kayıt.

l) Teslimde ödemeli taşımalarda teslimde ödeme kaydı ve ödenecek tutar.

m) Eşyanın gümrük ve diğer resmî işlemlerine ilişkin talimatlar.eya çıkarılmış sermayesinin azaltılmasına ilişkin 473 ile 475. Madde hükümlerini uyguluyorsa,

n) Varsa taşımanın üstü açık ya da örtülmemiş bir araçta veya güvertede yapılabileceğine ilişkin sözleşme.”

Yukarıda sayılanların yanında taraflar uygun gördüğü diğer kayıtları da koyabileceklerdir. Yukarıda belirtilen unsurlardan bir ya da birkaçının bulunmamasının taşıma senedine geçerliliğine etkisi ise tartışılmakta olup kanaatimizce kıymetli evrak niteliği bulunmayan, ispata yarayan bir belge olan taşıma senedinin41 sıkı sekli şarta bağlanması hukuken bir yarar sağlamayacaktır42.

b) Taşıma Senedinin İspat Gücü

 Taşıma senedinin ispat gücü TTK m. 858’de kendisine düzenleme alanı bulmuştur. Kanun koyucu, taşıma senedinin düzenlenmesini zorunlu tutmamış ancak iki tarafça imzalanmış taşıma senetlerine özel bir ispat fonksiyonu yüklemiştir43. Nitekim taşıma senedinin bulunmaması halinde de taşınacak eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karine teşkil edecek ve tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulmuş sayılacaktır44. Ayrıca TTK m. 858/2’ye göre, tarafların imzası bulunan taşıma senedi, eşyanın ve ambalajının, taşıyıcı tarafından teslim alındığı sırada, dış görünüşü bakımından iyi durumda bulunduğuna ve taşınan paketlerin sayısının, işaretleri ile numaralarının, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna karine teşkil etmektedir45. Son olarak TTK m. 858/3 uyarınca, eşyanın net olmayan ağırlığı veya başka şekilde beyan edilen miktarı ya da taşınacak paketlerin içeriği, taşıyıcı tarafından denetlenmiş ve denetlemenin sonucu her iki tarafça imzalanan taşıma senedine yazılmışsa, bu yazı, ağırlığın, miktarın ve içeriğin, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna karinedir.

cTaşıma Senedinden Dolayı Gönderenin Kusursuz Sorumluluğu

TTK m. 864/1-b uyarınca, taşıma senedindeki bilgilerin eksik, yanlış ya da gerçeğe aykırı olmasından dolayı gönderenin kusursuz sorumluluğu doğmaktadır. Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki, TTK m. 864/1-b hükmü, yukarıda yer verilen TTK m. 857 hükmünde taşıma senedinin içeriği olarak sayılan hususlardan birinin yokluğunu bir kusursuz sorumluluk hali olarak düzenlememektedir46. Az önce de ifade edildiği üzere taşıma senedinin hiç düzenlenmemiş olması TTK m. 864/1-b kapsamında gönderenin kusursuz sorumluluğuna yol açmaması gerekir. Aynı şekilde bir bilginin taşıma senedinde hiç yer almaması da gönderen açısından bir kusursuz sorumluluk hali oluşturmayacaktır bu husus genel sorumluluk hukuku açısından ele alınmalıdır47. Ancak örnek vermek gerekirse taşıma senedinde adresi belirten gönderenin adresi eksik veya gerçeğe aykırı belirtmesi ise 864’üncü maddenin konusunu oluşturacaktır48.

dTaşıma Senedinde Yer Alan Bilgilerin Eksikliği ve Gerçeğe Uygunluğunun CMR’deki Görünümü

Öncelikle ifade etmek gerekir ki kavramsal olarak CMR’de taşıma senedi kavramı yerine “sevk mektubu”49 ifadesi kullanılmıştır. TTK ile CMR arasındaki önemli bir farklılık ise TTK’nın aksine sevk mektubunun taşıyıcı tarafından imzalanması CMR m. 5 uyarınca zorunlu tutulmuştur50. Bunun yanı sıra CMR m. 5/2’de taşınacak yüklerin başka taşıtlara yüklenmesi gerektiği, bunların ayrı çeşit yükler olduğu veya ayrı partilere bölünmesi durumunda göndericinin veya taşımacının her çeşit ve parti yük için ayrı bir sevk mektubu isteme hakkına sahip olduğu düzenleme alanı bulmuşken TTK’da bu konuda bir düzenleme yer almamaktadır. Ancak açık düzenleme bulunmamakla birlikte Türk Hukukunda da bu yönde talepte bulunulabileceği doktrinde ifade edilmektedir51. Sevk mektubundaki eksikliklerin sevk mektubunun geçerliliğine etkisi bakımından ise Türk hukuku açısından yaptığımız yorumu tekrar edebileceğimizi ifade edebiliriz. CMR Konvansiyonuna tabi taşımalarda kıymetli evrak niteliği bulunmayan sevk mektubunun bir ya da birkaç unsurunun bulunmamasının sevk mektubunun geçersizliğine yol açmayacağı ve böyle bir senedin mevcut hâli ile tarafları bağlayarak delil teşkil edeceği veya diğer tarafın unsurları eksik sevk mektubunu kabulden kaçınarak diğer tarafı temerrüde düşürebileceği Karan52 tarafından da ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra CMR m. 11/2’ye göre taşıyıcı sevk mektubu ile verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda değildir. Gönderen, taşıyıcının hatası veya ihmali olduğu durumlar haricinde belgelerin bulunmaması, yetersiz olması veya usule veya gerçeğe aykırı oluşundan ötürü doğacak zarar, ziyan ve hasardan, dolayı taşıyıcıya karşı sorumlu durumda olacaktır53. Dolaysıyla TTK’nın aksine CMR’de sevk mektubunun bulunmaması hali de bir sorumluluk hali olarak düzenlenmiştir.

3- Tehlikeli Eşyanın Niteliği Hakkındaki Bildirimin Yetersizliğinden Doğan Sorumluluk

    a) Türk Hukukunda Tehlikeli Eşyanın Tanımı ve Tehlikeli Eşyanın Niteliği Hakkındaki Bildirim Yetersizliğinden Doğan Sorumluluk

     TTK m. 864’te sayılan diğer bir kusursuz sorumluluk hali olarak tehlikeli malın bu niteliği hakkında bildirimde bulunmamak sayılmıştır. Ancak tehlikeli eşyanın tanımı “Tehikeli Eşya” başlığına sahip TTK m. 861’de de mevcut değildir54. Karayolları Trafik Yönetmeliği madde 132’ye göre tehlikeli madde “fiziksel ve kimyasal yapı ve nitelikleri bakımından patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı, kendi kendine veya kolayca ateş alıcı, zehirli ve radyoaktif maddeler ile bunların benzerleri” olarak ifade edilmektedir. 18 Haziran 2022 tarihli ve 31870 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğin 4/1-aa maddesinde “Tehlikeli madde (tehlikeli yük): ADR Bölüm 3.2’deki tehlikeli maddelerin listelendiği Tablo A’da yer alan madde ve nesneler” olarak tanımlanmıştır. Tehlikeli Malların Karayolu ile Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşmasında ise tehlikeli eşyanın doğrudan bir tanım yapmak yerine tehlikeli eşyalara ilişkin bir listeye yer verilmiş ancak burada da tahdidi bir sayım söz konusu olmamış tehlikeli eşyanın sınırı geniş tutulmuştur55.

     TTK m. 861’e göre tehlikeli eşya taşınacaksa gönderen, taşıyıcıya zamanında açık, anlaşılabilir içerikte ve yazılı şekilde, tehlikenin türü ve gerekiyorsa alınması gereken önlemler konusunda bildirimde bulunmakla yükümlüdür. Ancak eğer taşınacak olan eşya taşınma eşyası ise ve gönderenin tüketici ise, 861. maddeden farklı olarak, taşıyıcının sadece eşyadan kaynaklanacak tehlike hakkında genel olarak bilgilendirilmesi yeterli olacaktır56. TTK m. 864’te yer alan kusursuz sorumluluğa ilişkin yaptırım ise gönderenin sadece tehlikeli malın varlığı ile ilgili bildirim yükümlülüğünü ihlal edilmesi veya hatalı verilmesi halinde ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla TTK m. 861/1’de öngörülen, alınması gereken önlemlerin bildirilmesinin ihmal edilmesi halinde gönderen kusursuz olarak sorumlu olmayacaktır57.

      Ayrıca ilerleyen bölümlerde detaylı durulacağı üzere sorumluluğun ortaya çıkması için yanlış bilgi verilmesi ya da bildirimde bulunma yükümlülüğünün tamamen ihmal edilmesi ile meydana gelen zarar ya da giderler arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır. Taşıyıcının tehlikeli malın bu niteliğini bildirim olmamasına rağmen biliyor olması gönderenin yükümlülüğünü ve kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracaktır58. 

      b) Tehlikeli Eşyanın Niteliği Hakkındaki Bildirimin Yetersizliğinden Doğan Sorumluluğun CMR’deki Görünümü

      CMR m. 22’de mezkur konu düzenleme alanı bulmuştur. TTK’da olduğu gibi CMR’de de tehlikeli eşyanın tanımına bilinçli olarak yer verilmemiştir59. Ancak bildiriminin şekli olarak bir farklılık bulunmaktadır. Türk hukukunda bildirimin “zamanında, açık ve anlaşılır şekilde yazılı olması” gerektiği ifade edilmişken CMR’de bu yönde bir düzenleme mevcut değildir. CMR’ye tabi taşımalarda sevk mektubunda tehlikeli eşyaya ilişkin bilgilerin bulunması bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesini sağlayacaktır60.

     Bu nedenle eğer söz konusu bilgiler sevk mektubuna yazılmamış ise, CMR m. 22/1’e göre bu yükü taşımanın oluşturduğu tehlikenin gerçek içeriğini taşıyıcının bildiğini başka yollarla kanıtlamak gönderen veya alıcıya düşmektedir. CMR m. 22/2’ye göre ise taşımacının tehlikeli olduğunu bilmediği tehlikeli yük, taşımacı tarafından herhangi bir yerde veya zamanda boşaltılabilir veya imha edilebilir veya tazminat talep etmeksizin zararsız hale getirilebilir. Ayrıca gönderici bu çeşit yükün taşınmak üzere tesliminden veya taşımasından doğacak bütün zarar ve ziyandan sorumlu olacaktır.

4- Refakat Belge ve Bilgilerindeki Eksikliklerden, Gerçeğe Aykırılıklardan, Belge ve Bilgilerin Yokluğundan Kaynaklanan Sorumluluk

      a) Türk Hukukunda Refakat Belge ve Bilgilerindeki Eksikliklerden, Gerçeğe Aykırılıklardan, Belge ve Bilgilerin Yokluğundan Kaynaklanan Sorumluluk

     TTK m. 860’a göre “(1) Gönderen, eşyanın tesliminden önce, resmî nitelik taşıyan, özellikle gümrük işlemleri için gerekli bulunan bilgileri taşıyıcıya vermek ve söz konusu belgeleri taşıyıcının tasarrufuna bırakmak zorundadır.” TTK m. 864’te yukarıda yer verilen maddede yazılı refakat belgelerin, içindeki bilgilerin eksikliklerin, gerçeğe aykırılıklarından ve yokluğundan gönderen tarafın kusursuz sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kanunda eksiklikle kastedilmekte olan husus, var olan bir belge veya bilginin içerik itibari ile yetersizliği halini değil, gönderen tarafından taşıyıcıya hiç verilmemiş olması ihtimalini düzenler61.

    b) CMR’de Refakat Belge ve Bilgilerindeki Eksikliklerden, Gerçeğe Aykırılıklardan, Belge ve Bilgilerin Yokluğundan Kaynaklanan Sorumluluk 

     Bu husus CMR’de madde 11 kapsamında düzenlenmiş olup ilgili madde uyarınca, “(1) Malların tesliminden önce tamamlanması gereken gümrük ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için, gönderici, lüzumlu belgeleri sevk mektubuna iliştirecek yahut da taşımacıya verecek ve talep ettiği diğer bilgileri kendisine sağlayacaktır. (2) Taşımacı bu belgelerle verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda değildir. Gönderici bu gibi belgelerin bulunmaması, yetersiz olması, veya usule aykırı oluşundan doğacak zarar, ziyan ve hasardan, taşımacıya karşı sorumludur. Ancak, taşımacının hatası veya ihmali görülen durumlar bu hüküm dışındadır.” Nitekim TTK m. 860’ın gerekçesinde “Şöyle ki, hüküm CMR’den aynen aktarılmıştır.” şeklinde ifade edilerek Türk Hukukundaki düzenlemenin CMR’den alındığı ifade edilmiştir62.

       Refakat belgelerinin hangi belgeleri ihtiva ettiği CMR’de ve TTK’da açıklanmamıştır. Ancak bu belgelerin taşıma esnasında eşya ile ilgili resmi makamlarca talep edilebilecek gümrük aşamasındaki ve diğer birtakım yerlerdeki formalitelerin ve resmi işlemler için gerekli olan tüm belgelerdir63. Kanun gerekçesinde bakıldığında ise “Söz konusu belgeler resmi, özellikle gümrük işlemleri için gerekli bulunan bilgi ve belgelerdir. Gümrük beyannameleri, sağlığa, güvenliğe, terminallere, polise ilişkin belge ve raporlar gibi.64” sıralandığı görülmekte olup belgeler bunlar sınırlı değildir.

C. Gönderenin Kusursuz Sorumluluğunun Şartları

      Gönderenin TTK m. 864 hükmünden doğan kusursuz sorumluluğunun oluşabilmesi için öncelikle tazminat hakkı veren bir hukuki ilişkinin varlığı, kanunda öngörülen özel sorumluluk sebebine ilişkin yükümlülüğün ihlal edilmesi, zarar ve uygun illiyet bağının varlığı aranır65. Dolayısıyla eğer ki gönderen TTK m. 864/1’de belirtilen ve yukarıda detaylı açıkladığımız haller açısından gerekli özeni göstermiş olursa, kusuru bulunmasa dahi sorumluluktan kurtulamayacaktır66.

      Ancak zararın taşıyıcının taşıma aracında meydana gelen teknik sorunlardan veya tamamen üçüncü bir kişi nedeniyle kaynaklandığı ihtimalde artık gönderenin sorumluluğuna gidilmemelidir. Bu halde taşıyan, gönderenin kusursuz sorumluluk hallerine ilişkin yükümlülüklerini ihlal ettiğini ve bu hususun bünyesinde zarar ve birtakım giderlere sebep olduğunu kanıtlamak durumundadır. Aksini iddia ederek taşıyıcının sorumlu olduğunu kanıtlamak ise gönderenin yükümlülüğündedir67.

D. Sınırlı Sorumluluk İlkesi

     CMR ve HBG’nin aksine gönderenin kusursuz sorumluluğu TTK m. 864 uyarınca sınırlandırılmıştır. Mezkur düzenleme doktrin tarafından da eleştirilmekte olup bizim de katıldığımız görüşe göre, maddenin kaldırılması yerinde olacaktır68. Nitekim sorumluluğun sınırlandırmasına yönelik söz konusu düzenleme Alman Hukukundan da 24.04.2013 itibariyle kaldırılmıştır.

     TTK m. 864/2’ye göre gönderenin kusursuz olarak sorumlu olduğu tazminat miktarı, “gönderinin net olmayan ağırlığının her kilosu için 8,33 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır”. Ancak zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen gönderen sınırlı sorumluluktan yararlanamayacaktır.

     Sınırlı sorumluluk ilkesinin taşıyanlar açısından kabul edilmesinin ardında, taşıma faaliyetinin temelde büyük bir rizikoyu bünyesinde taşıması, sorumluluğun sınırlandırılmaması hâlinde taşıma maliyetlerinin gönderen aleyhine artacak olması ve bu faaliyeti yerine getirecek kişilerin sayısının azalacak olması, sigorta primlerinin artacak olması ve taşıma konusu eşyanın piyasa fiyatlarının artacak olması şeklinde gösterilmektedir69. Halbuki gönderen açısından sorumluluğun sınırlandırılması gerçek bir menfaat sağlamayacaktır. Bu sebeple gönderenin sınırlı sorumluluğuna ilişkin hükmün Türk Hukukundan da kaldırılması gerektiğini düşünmekteyiz.

 

                                                                                    SONUÇ

       Karayolu ile eşya taşıma taahhüdüne karşılık ücret ödeme yükümlüğü içeren eşya taşıma anlaşmalarının taraflarından birisini de gönderen oluşturmaktadır. Gönderen, ücret ödemesi karşılığında, eşyanın belli bir yere taşınarak teslim edilmesi hususunda, taşıyan ile eşya taşıma sözleşmesi yapan veya adına böyle bir sözleşme yapılan gerçek veya tüzel kişi olarak ifade edilebilecektir. TTK, CMR ve HGB’de gönderenin, yetersiz ambalajlama ve işaretlemeden, taşıma senedinde yer alan bilgilerin eksik, yanlış ve gerçeğe aykırı olmasından, tehlikeli eşyanın niteliği hakkındaki bildirimin yetersizliğinden ve refakat belge ve bilgilerindeki eksikliklerden, gerçeğe aykırılıklardan, belge ve bilgilerin yokluğundan kaynaklı olarak kusursuz olarak sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Bu hukuk sistemlerinde sorumluluğun sınırı ve gönderenin sorumlu olduğu haller bir miktar değişikler içermekteyse de oldukça birbirine yakın düzenlemeler içermektedir. Nitekim TTK düzenlemesinin ilgili hukuk sistemlerinden yüksek oranda etkilendiğini de daha önce ifade etmiştik.

Çalışmamızın son kısmında ise gönderenin TTK m. 864 hükmünden doğan kusursuz sorumluluğunun oluşabilmesi için öncelikle tazminat hakkı veren bir hukuki ilişkinin varlığı, kanunda öngörülen özel sorumluluk sebebine ilişkin yükümlülüğün ihlal edilmesi, zarar ve uygun illiyet bağının varlığı arandığından bahsettik. TTK’da gönderenin kusursuz olarak sorumlu olduğu tazminat miktarını gönderinin net olmayan ağırlığının her kilosu için 8,33 Özel Çekme Hakkı ile sınırladığını, ancak zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen gönderenin sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağını ifade ettik.

Söz konusu düzenlemeler hem ulusal hem de uluslararası taşımacılık açısından önemli olup özelikle asıl işleri taşımacılık olmayan ancak kusursuz olarak sorumlu olan gönderenlerin kendi yükümlülüklerinin farkında olması büyük önem arz etmektedir.

                                                                                 KAYNAKÇA

Adıgüzel, Burak : Taşıma Hukuku (Deniz Ticareti Hariç), Adalet Yayınevi, Ankara, 2017.

Asgarov, Natig : Yükle İlgililerin Taşıma Sözleşmesi Gereğince Beyanda Bulunma Yükümlülüğü, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2012. s. 35 (Erişim: tez.yok.gov.tr)

Eminoğlu, Cafer : Türk Ticaret Kanunu’nun 864. maddesi Kapsamında Gönderenin Kusursuz Sorumluluğu, GÜHFD 2015, C. XIX, S. 3, s.25-53.

Karaman Coşgun, Özlem : 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu İle CMR Konvansiyonu Hükümlerinin Karşılaştırılması, GÜHFD, 2015, C. XIX, S. 3, s. 275-295

Karan, Hakan : Karayolunda Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi Hakkında Konvansiyon, CMR Şerhi, Uluslararası Eşya Taşıma Konvansiyonları Serisi, Turhan Kitapevi, Ankara, 2011.

Özel, Bilal : Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Karayolu İle Eşya Taşımalarında Gönderenin Sorumluluğu, On İki Levha Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2021

Kazancı İçtihat Bilgi Bankası

Lexpera İçtihat Bilgi Bankası

Yargıtay Karar Arama

 

KISALTMALAR LİSTESİ

a.g.e.                           :Adı geçen eser

a.g.m.                         :Adı geçen makale

bkz.                             :Bakınız

Bs.                              :Bası

C.                                :Cilt

E.                                :Esas

eBK                            :818 sayılı Türk Borçlar Kanunu

FusG                           :Fusiongesetz

HD                              :Hukuk Dairesi

HGB                           :Handelsgesetzbuch

HGK                           :Hukuk Genel Kurulu

İİK                              :2004 sayılı İcra İflas Kanunu

K.                                :Karar

KazancıİBB               :Kazancı İçtihat Bilgi Bankası

KTK                           : 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu

m.                               :Madde

OR                              :İsviçre Borçlar Kanunu

S.                                :Sayı

s.                                 :Sayfa

TBK                           :6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu

TSY                            :Ticaret Sicili Yönetmeliği

TTK                            :6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu

 

vd.                              : ve devam

1 Özel, Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Karayolu İle Eşya Taşımalarında Gönderenin Sorumluluğu, On İki Levha Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2021, s. 37 vd., dn. 137; Asgarov, Yükle İlgililerin Taşıma Sözleşmesi Gereğince Beyanda Bulunma Yükümlülüğü, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2012. s. 35 (Erişim: tez.yok.gov.tr).

2 Yargıtay 11. HD., T. 17.02.2016, E. 2015/15089, K. 2016/1656 (KazancıİBB).

3 Doktrinde yer alan farklı tanımlara ilişkin detaylı bilgi için bkz. Özel, a.g.e., s. 38, dn. 139.

4 Asgarov, a.g.e., s. 43.

5 Özel, a.g.e., s 41

6 Özel, a.g.e., s. 42.

 

7Bir evden, bir işyerinden, üretim biriminden ve bu gibi yerlerden alınıp bir diğer yere taşınacak olan ve bu gibi yerlere ait oturulmakta, çalışmakta veya benzeri bağlantılı işlerde kullanılan eşya “taşınma eşyası”dır. “Taşınma” olgusu tanımlayıcı ve belirli değildir. Alman öğretisinin hükûmet tasarısının gerekçesinden aktardığı gibi miras kalan eşyanın mirasçının ve çeyiz eşyasının yeni evli çiftin evine taşınması taşınma eşyasının taşınmasıdır. Buna karşılık, sanayi tesislerinin ve ticarî mobilyanın taşınması, taşınma eşyası taşımasına değil, genel eşya taşımasına girer. Mesela, bir fabrikanın makina ve tesislerinin sökülüp başka bir yere götürülüp takılması veya bir buzdolabı ticarethanesindeki ve genel depodaki buzdolaplarının başka bir ticarethaneye veya depodan ticarethaneye taşınması 894 üncü maddenin kapsamı dışındadır. Hükümdeki “üretim birimi”nden taşınma ile bu birimdeki demirbaşın taşınması kastedilmiştir. Zaten tanımda “oturulmakta, kullanılmakta ve benzeri şekilde hizmet veren eşya” denilerek eşyanın niteliği somutlaştırılmıştır.” Bkz. TTK m. 894 gerekçesi.

8 Özel, a.g.e. s. 48.

9 Özel, a.g.e. s. 48.

10 Özel, a.g.e. s. 48-49.

11 Karan, Karayolunda Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi Hakkında Konvansiyon, CMR Şerhi, Uluslararası Eşya Taşıma Konvansiyonları Serisi, Turhan Kitapevi, Ankara, 2011, s. 105; Özel, a.g.e. s. 49.

12 Özel, a.g.e. s. 49.

13 Karan, a.g.e., s. 105; Özel, a.g.e. s. 49.

14 İlgili düzenlemeler 865 sayılı TTK’nın 891/2’nci maddesi, 891/3’üncü maddesi ve 892’nci maddesinde düzenlenmekteyken, 6792 sayılı TTK’da ise 768/2, 769/2(c. 1) ve 769/2(c. 2) maddelerinde düzenleme alanı bulmuştur. Bkz. 865 sayılı TTK ve 6792 sayılı TTK.

15 Detaylı bilgi için bkz. Özel, a.g.e. s. 70-71.

16 “MADDE 864- (1) Gönderen, kusuru olmasa da;

a)  Yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden,

b)  Taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ile yanlışlık ve eksikliklerden,

c)  Tehlikeli malın bu niteliği hakkında bildirimde bulunmamaktan,

d)  860 ıncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen belge ve bilgilerdeki eksikliklerden, gerçeğe aykırılıklardan, belge ve bilgilerin yokluğundan, kaynaklanan, taşıyıcının zararları ile giderlerini tazminle yükümlüdür.

(2)  Ancak, gönderenin bu durumlarda sorumlu olduğu tazminat miktarı, gönderinin net olmayan ağırlığının her kilosu için 8,33 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Bu hâlde de 882 nci maddenin dördüncü fıkrası ile 885 ilâ 887 nci maddeler kıyas yoluyla uygulanır.

(3)  Zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınır.

 

(4)  Gönderen tüketici ise, taşıyıcıya karşı ancak kusuru hâlinde ve birinci ile ikinci fıkra hükümlerine göre, zarar ve giderleri tazminle yükümlü tutulur.

(5)   Tüketici, sözleşmeyi ticari veya meslekî faaliyeti ile ilgili olmayan bir amaçla yapan bir gerçek ya da tüzel kişidir” (www.mevzuat.gov.tr).

17 Eminoğlu, Türk Ticaret Kanunu’nun 864. maddesi Kapsamında Gönderenin Kusursuz Sorumluluğu, GÜHFD 2015, C. XIX, S. 3, s.25-53, s. 29.

18… esas itibarıyla sınır aşan taşımalar hakkında öngörülmüş olmakla beraber hem iç hem dış kara taşımacılığında, uluslararası uygulamada geniş kabul gören CMR kısaltmasıyla anılan Karayollarında Eşya Taşınmasına İlişkin Milletlerarası Sözleşme hükümlerinin Tasarıya yansıtılması bir gereklilik olarak ortaya çıkıyordu. Çünkü CMR sınır içi taşımacılığa ilişkin maddî hukuk ve kanunlar ihtilafı kuralları da içermektedir. Bu düşünce Komisyona da hâkim olmuştur. Gerçi Türkiye 1977 yılında CMR’yi kabul etmişti, ancak 6762 sayılı Kanundaki hükümlerin bu uluslararası sözleşme ile, çoğu kez, çelişmesi sorunlar çıkarıyordu. Bu nedenle, çelişkinin ortadan kaldırılabilmesi için Tasarıda taşımanın CMR hükümlerine uygun bir tarzda kaleme alınması yoluna gidilmiştir”. Bkz. TTK’nın genel gerekçesi.

19 Özel, a.g.e. s. 71.

20 Özel, a.g.e. s. 101-103.

21 Convention on the Contract for the International Carriage of Goods by Road, m.1. Bkz. 4 Ocak 1995 tarihli, 22161 Sayılı R.G.

22 Özlem Karaman Coşgun, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu İle CMR Konvansiyonu Hükümlerinin Karşılaştırılması, GÜHFD, 2015, C. XIX, S. 3, s. 275.

 

23 Karaman Coşgun, a.g.m., s. 276.

24 Özel, a.g.e., s. 85 vd.; Karaman Coşgun, a.g.m., s. 278 vd.

25 Eminoğlu, a.g.m., s. 32; Özel, a.g.e., s. 105.

26 Eminoğlu, a.g.m., s. 32; Özel, a.g.e., s. 104-110.

27 Karan, a.g.e., s. 194 ; Özel, a.g.e., s. 110.

 

28 Özel, a.g.e., s. 110-111.

29 Özel, a.g.e., s. 112.

30Kural olarak, eşyanın ambalajlanması gönderene ait olsa da, kargo taşımasının niteliği gereği, davalının da eşyanın ambalajı hususunda nezaret yükümlülüğü olduğunun kabulü gerekir” Yargıtay 11. HD., 10.01.2018, E. 2016/4798, K. 2018/130 (Lexpera) ; “TTK'nin 854. maddesine göre, Kanunun, taşıyıcıya yüklediği sorumlulukların, önceden hafifletilmesi veya kaldırılması sonucunu doğuran tüm sözleşme hükümleri geçersizdir. Buna göre davalının, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı ve eşyanın ambalajı hususunda nezaret yükümlülüğü bulunduğu, işbu kargo taşımasında gönderenin yetersiz ambalajlamadan kaynaklı kusursuz sorumluluğuna ilişkin TTK 864. madde hükmünün uygulanamayacağı gözetilerek, ambalajın kargo taşımasına elverişli olup olmadığı hususunda taşıyıcı davalının nezaret yükümlülüğünü ihlal edip etmediğinin değerlendirilerek TTK 864/3. maddesi anlamında müterafık kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile sonuca varılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir” Yargıtay 11. HD., 04.04.2018, E. 2016/9813, K. 2018/2379 (Lexpera). “6102 Sayılı TTK'nun 862. maddesinde gönderenin, eşyayı ziya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorunda olduğu, 878. maddesinde ise gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlamanın taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaracağı hususları düzenlenmiş olmakla birlikte, ambalajlama gönderene ait olsa bile taşıyıcının malın sağlam ve tam olarak teslimi sorumluluğu çerçevesinde gerek istifleme gerekse ambalaj itibariyle taşımaya uygunluğu noktasında denetleme görevi mevcuttur. Ambalaj itibariyle taşımaya uygunluk genel görünüş itibariyle yapılacaktır” Yargıtay 11. HD., 19.12.2014, E. 2014/13668, K. 2014/20084 (Lexpera).

31 Özel, a.g.e., s. 112-113.

32 Özel, a.g.e., s. 115.

33 Karan, a.g.e., s.171; Özel, a.g.e., s. 113-115 ; Ayrıca bkz. Ne var ki, ambalajın hatalı olması veya yükleme ve boşaltmanın hatalı yapılması hâllerinde bile taşıyıcının, malın emniyetle taşınmasını sağlamak üzere gereken her türlü tedbiri alması, anılan işlemlere nezaret etmesi, varsa hatalı ambalaja, yüklemeye ve boşaltmaya karşı çıkması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) dürüstlük kuralına işaret eden 2. maddesi gereği olduğu gibi 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun (6762 sayılı TTK) 20. maddesi gereğince, basiretli bir taşıyıcıdan beklenen davranışı göstermeli ve durumu gönderene veya alıcıya bildirerek gereken uyarıda bulunmalıdır” Yargıtay HGK, 06.12.2018, E. 2017/109, K. 2018/1870 (Yargıtay Karar Arama).

34 Eminoğlu, a.g.m., s. 34.

35 Eminoğlu, a.g.m., s. 34.

36 Karan, a.g.e., s. 197.

37 Karan, a.g.e., s. 197 ve 345 ; Özel, a.g.e., s. 117.

38 Özel, a.g.e., s. 119.

 

39 Eminoğlu, a.g.m., s.32. Yazara göre TTK, CMR’ye göre daha kapsamlı bir ifadeye yer vermiştir. Bunun gerekçesi ise “yetersiz” ifadesi, “ayıplı” ambalajlama da dâhil olmak üzere, ambalajlamanın hiç ya da gereğince yapılmamış olması durumlarının tamamını kapsamasıdır.

40 Karaman Coşgun, a.g.m., s. 282. “ambalaj hatasının, ayrıca bir araştırmaya gerek duyulmaksızın kolaylıkla fark edilebileceği hâllerde, taşıyıcının durumu gönderene duyurarak onu uyarması T.M.K.nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük ilkesinin de bir gereğidir. Nitekim, CMR'nin 8/1-b hükmünde, yükü teslim aldığı sırada, taşıyıcının, yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumunu kontrol yükümlülüğü altında olduğu, 2. fıkrada, buna dair çekincelerini gerekçeleriyle birlikte belirtmesi gerektiği, 9/2. Maddede ise, çekince koymamış ise, yükün ve ambalajların görünüş itibariyle iyi durumda olduğunun varsayılacağı öngörülmüştür” Yargıtay 11. HD., 12.1.2015, E. 2014/14730, K. 2015/36 (Kazancı).

41 Eminoğlu, a.g.m. s. 35. TTK’nın taşıma senedini yalnızca bir ispat aracı olarak düzenlemiş olması, taşıma senedinin bir kıymetli evrak olarak düzenlenmesine olanak sağlayan mehaz HGB m. 444 hükmünden ayrılmaktadır.

42 Adıgüzel, Burak, Taşıma Hukuku (Deniz Ticareti Hariç), Adalet Yayınevi, Ankara 2017 s. 98-99; Özel, a.g.e.,

s. 121-122.

43 Özel, a.g.e., s. 137.

44 Eminoğlu, a.g.e., s. 36.

45 Özel, a.g.e., s. 139.

46 Eminoğlu, a.g.m., s. 38.

47 Eminoğlu, a.g.m., s. 38.

48 Eminoğlu, a.g.m., s. 37-38.

49 Karan, a.g.e., s. 126 vd. ; Eminoğlu, a.g.m., s. 36; Karaman Coşgun, a.g.m., s. 278.

50 Eminoğlu, a.g.m., s. 36; Karaman Coşgun, a.g.m., s. 278.

51 Eminoğlu, a.g.m., s. 36; Karaman Coşgun, a.g.m., s. 278.

52 Karan, a.g.e., s. 141. Aynı yönde bkz. Karaman Coşgun, a.g.m., s. 280.

53 Karan, a.g.e., s.204 vd., Eminoğlu a.g.m. 39.

54 TTK m. 861 gerekçesine göre “Tehlikeli eşya” genel anlayışa uygun ve nesnel olarak tanımlanır. Tanımda genel anlayış kadar taşıyıcı da dikkate alınmalı ve onun ikaz edilmeyi bekleyebileceği eşya tehlikeli sayılmalıdır. Tehlikeli eşyanın tanımında taşımaya ilişkin diğer uluslararası sözleşmelerle de bağlantı kurulması doğru olur.

 

55 Özel, a.g.e, s. 143, dn. 282.

56 Eminoğlu a.g.m., s. 40.

57 Eminoğlu a.g.m., s. 40.

58 Eminoğlu a.g.m., s. 41.

59 Karan, a.g.e., s. 567.

60 Özel, a.g.e., s. 147.

61 Eminoğlu a.g.m., s. 44.

 

62 TTK m. 860 gerekçesi.

63 Karan, a.g.e., 201.

64 TTK m. 860/1 gerekçesi.

65 Özel, a.g.e., s. 81-90.

66 Eminoğlu, a.g.m. s. 49.

67 Eminoğlu, a.g.m. s. 49.

 

68 Özel, a.g.e. s. 101-103.

69 Karan, a.g.e, s. 579 ; Özel, a.g.e. s. 102.

 

 

 

TOP