Sermaye Piyasasında Aracı Kurumların Hak ve Yükümlülükleri
*Beyza Büyükağaçcı
Sermaye piyasası, ülke ekonomisi içinde önemli bir rol oynamakta ve fon sahipleri ile fon talep edenleri bir araya getirmektedir. Bu sebeple de 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ihdas edilmiş ve sermaye piyasasının öznelerine ilişkin birtakım düzenlemeler getirilmiştir. Sermaye piyasasının ayakta tutulması elbetteki sermaye piyasası kurumları aracılığıyla mümkün olacak ve bu doğrultuda söz konusu kurumların faaliyet ve işlemlerinin de bir düzen içerisinde gerçekleşmesi gerekecektir. Sermaye piyasası kurumları arasında yeri doldurulamaz olan aracı kurumlar, yatırımcılar ile fon sahiplerini bir araya getirdikleri gibi yatırımcıların kendi aralarında da işlem yapmalarını sağlamaktadır. Çalışmamız kapsamında aracı kurumların sermaye piyasasındaki yeri anlatıldıktan sonra hak ve yükümlülüklerine değinilecek, kısaca yapamayacağı işlemlerden bahsedilecektir.
Aracı Kurum tanımı, ne SerPK’da ne de SPK tarafından çıkarılan tebliğlerde yer almamaktadır. Ancak aracı kurumları Kanun’da yer alan düzenlemeler çerçevesinde tanımlamak gerekirse aracı kurumlar, menkul kıymetlerin, menkul kıymet dışında kalan kıymetli evrakın, mali değerleri temsil eden veya ihraç edenin mali yükümlülüklerini içeren her türlü evrakın, kendi nam ve hesabına ya da başkası nam ve hesabına veya kendi namına başkası hesabına aracılık amacıyla alım satım ile uğraşan, yatırımlar konusunda müşterilerine danışmanlık hizmeti sunan, piyasa araştırmaları ve aracılıkla bağdaşabilen işleri yapan, sermaye piyasasının anonim ortaklık tipinde kurulmuş yardımcı kuruluşlardır[1]. Kısacası aracı kurumlar, menkul kıymetlerin arzını ve talebini karşılaştırarak piyasanın oluşmasına imkân veren, sermaye piyasası yardımcı kuruluşlarından biri olarak tanımlanmaktadır[2]. Ayrıca aracı kurumlar için münhasır kılınan ve SerPK m. 37/1[3]’de sayılan yatırım faaliyetlerini gerçekleştiren kurumlardır. Ancak söz konusu faaliyetleri yapan herkes değil, SPK tarafından yetki belgesi[4] alarak faaliyette bulunan kurumlar aracı kurum olarak kabul edileceği için uygulamada aracı kurumların kimler olduğuna ilişkin bir karışıklık meydana gelmeyecektir[5].
Aracı Kurumlar, SerPK[6] uyarınca sermaye piyasası kurumu olmasının yanı sıra diğer kurumlara nazaran önemli bir yerde bulunmaktadır. Zira aracı kurumlar hem birincil hem de ikincil piyasanın tabanını oluşturmaktadır. Aracı kurumlar, birincil piyasada sermaye piyasasının ana karakterlerini oluşturan yatırımcılar ile sermaye piyasası ihraç edenleri bir araya getirmekte[7]; ikincil piyasada ise yatırımcıların birbirleri arasındaki bağı kurması için yardımcı olmaktadır[8]. Kısacası aracı kurumlar bir nevi “Pazar yeri” işlevi görmektedir. Söz konusu pazar yerinin de asayişi ve istikbalinin sağlanması gerekmektedir. Bu sebeple de birikimini ve geleceğini sisteme adayacak olan yatırımcıların korumak, aynı zamanda sermaye araçları ihraç edenlerin de teslimiyet duygusunu sağlayabilmek için birtakım düzenlemelere yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemeler ile aracı kurumlara hak ve yükümlülükler tanınırken sorumlulukları da belirlenmiştir. Ayrıca yatırım kuruluşları başlığında sayılan bankaların da aracı kurumlara benzer faaliyetlerinin olduğu görülmekle birlikte, SerPK m. 39/9 uyarınca bankaların gerçekleştirebilecekleri aracılık faaliyetleri sınırlandırılmıştır.
SerPK m. 43 aracı kurumların kuruluş şartlarını belirlemiştir. Buna göre aracı kurumların, anonim ortaklık şeklinde kurulması, paylarının tamamının nama yazılı olması, paylarının nakit karşılığı çıkarılması, sermayelerinin Kurulca belirlenen miktardan az olmaması, esas sözleşmelerinin SerPK’da ve ilgili düzenlemelerde yer alan hükümlere uygun olması, kurucularının SerPK’da ve ilgili düzenlemelerde belirtilen şartları haiz olması[9], ortaklık yapısının şeffaf ve açık olması halinde kurulmaları mümkün olacaktır. Bununla birlikte aracı kurumların esas sözleşme değişikliklerinde de Kurul’dan uygun görüş alması zorunludur[10]. Ayrıca, aracı kurumların SPK’dan izin alabilmeleri için Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ uyarınca ticaret unvanlarında “menkul değerler” veya “menkul kıymetler” ibarelerinden birinin yer alması gerekmektedir[11]. Aracı kurumların işletme adı veya marka kullanmak istemeleri halinde yine Kurul’dan izin almaları zorunlu olduğu söz konusu işletme adının veya markanın aracı kurumun ticaret unvanı ile bağ kurulabilecek nitelikte olması gerektiği, aracı kurumların yazılı ve görsel basın-yayın organlarında yer alacak her türlü ilan ve reklamlar ile tüm yazışmalarında işletme adları ile birlikte ticaret unvanlarını kullanmalarının şart olduğu da Tebliğ’de düzenlenmektedir. Nihayetinde, mezkur Tebliğ’in 8. Maddesi uyarınca kurucular, kuruluş şartlarına uygun olarak hazırlayacakları esas sözleşme ve kuruculara ilişkin koşulları taşıdıklarını gösteren belgeler ile SPK’ya başvurabilecektir. Bununla birlikte, başvuruda SPK’ca gerekli görülmesi halinde ek bilgi ve belge istenebilecektir.
Tüm bunlara ek olarak aracı kurumların faaliyette bulunabilmesi için söz konusu şartları taşımasının yanı sıra birtakım izinleri de alması zorunludur. Faaliyet izni süreci ve faaliyet iznine hak kazanılamayan haller Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ m. 17 vd. düzenlenmiştir. Buna göre, aracı kurumlar, kuruluş izni aldıktan sonra 6 ay içinde faaliyette bulunabilmek için SPK’ya başvurmalıdır. Şayet bu sürede SPK’ya başvurmaz ise faaliyet izni alma hakkı düşecektir. Ayrıca, Kurul gerekli görmesi halinde bu süreyi toplam 1 yılı aşmamak üzere uzatabilecektir.
Süresi içinde faaliyet izni almak üzere Kurula başvurmayan veya faaliyet izni başvurusu uygun görülmeyen aracı kurumlar bu hususların kendilerine bildirildiği tarihten itibaren en geç 3 ay içinde sona erme kararı almak veya esas sözleşmelerindeki ticaret unvanına, amaç ve faaliyet konularına ilişkin hükümleri, yatırım hizmet ve faaliyetlerini kapsamayacak şekilde değiştirmek ve buna ilişkin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesini ilanı izleyen 10 iş günü içinde Kurula göndermek zorundadır.
Aracı kurumlar, sermaye piyasasında yatırımcılar ile fon sahiplerini bir araya getirdikten sonra işlem yapabilmeleri için hem fon sahiplerine hem de yatırımcılara hizmet verirler. Aracı kurumlar tarafından sürdürülen aracılık faaliyetlerini yatırım hizmet ve faaliyetleri ile yan hizmetler şeklinde sınıflandırmamız mümkündür. Aracı kurumların esas faaliyetlerini yatırım hizmetleri oluşturmakta iken piyasanın aktifliği ve devinimi aracı kurumlara birtakım yan hizmet sunma görevi de yüklemektedir.
SerPK m. 37 uyarınca ve SPK’dan izin almak kaydıyla aracı kurumlar, alım satıma aracılık faaliyeti kapsamında sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin alınması ve iletilmesini, sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin müşteri adına ve hesabına veya kendi adına ve müşteri hesabına gerçekleştirilmesini ve sermaye piyasası araçlarının kendi hesabından alım ve satımını yapabilecektir. Ayrıca, sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık maddede yer alan emir iletimine aracılık ve işlem aracılığını kapsamakla birlikte Hizmet Tebliği’nin 21. maddesi[12] uyarınca, portföy aracılığını da içermektedir. Söz konusu faaliyetler niteliklerinden de anlaşıldığı üzere ikincil piyasayı ilgilendirmekte ve sermaye piyasasında aracı kurumların en önemli ve asıl fonksiyonunu oluşturmaktadır[13]. Aracı kurumların alım satıma aracılık faaliyetleri SerPK m.3/u’da yer alan türev araç alım satımını da kapsamaktadır. Bunlara ek olarak aracı kurumlar, Hizmet Tebliği m. 37’de düzenlenen portföy yöneticiliği faaliyetini yerine getirirken mezkur Tebliğ’in 45. maddesinde yer alan yatırım danışmanlığı faaliyetini de gerçekleştirmektedir. Aracı kurumlari ikincil piyasanın yanı sıra birincil piyasada da halka arza aracılık faaliyeti kapsamında sermaye piyasası araçlarının halka arzında yüklenimde bulunularak veya bulunmaksızın satışa aracılık edilmesini sağlamaktadır. Tüm bunlara ek olarak Hizmet Tebliği m.59’da yer verilen ve genel hatları ile sermaye piyasası araçlarının müşteri namına saklanması ve yönetimi ile portföy saklanması hizmetini de yatırımcılar ile fon sahiplerine sunmaktadır. Nihayetinde çok taraflı alım satım sistemlerinin ve borsa dışı diğer teşkilatlanmış pazar yerlerinin işletilmesi de aracı kurumların faaliyetleri arasında yer almaktadır.
SerPK m. 38’de aracı kurumların yapabileceği yan hizmetler,”Sermaye piyasaları ile ilgili danışmanlık hizmetleri sunulması, proje finansmanı dâhil olmak üzere Kurulca belirlenecek hizmet ve faaliyetlerde, kambiyo düzenlemeleri saklı kalmak kaydıyla, kredi ya da ödünç verilmesi ve döviz hizmetleri sunulması, sermaye piyasası araçlarına ilişkin işlemlerle ilgili yatırım araştırması ve finansal analiz yapılması veya genel tavsiyede bulunulması, aracılık yükleniminin yürütülmesi ile ilgili hizmetlerin sunulması, borçlanma veya başka yollardan finansman sağlanmasında aracılık hizmeti sunulması, servet yönetimi ve finansal planlama yapılması, Kurulca belirlenecek diğer hizmet ve faaliyetlerde bulunulması” olarak belirlenmiştir. Yine aracı kurumlar Hizmet Tebliği 10. Bölüm “Yan Hizmetlerin Sunulması” başlığında yer alan hükümler uyarınca, sermaye piyasaları ile ilgili danışmanlık hizmetlerini (Madde 71), kredi ya da ödünç verilmesi ve döviz hizmetlerini (Madde 72) sunabilecek; genel yatırım tavsiyesinde bulunacak (Madde 73); aracılık yüklenimi yürütülmesi ile ilgili hizmetleri (Madde 74) ile finansman sağlanmasında aracılık hizmetinin sunulmasını (Madde 75) sağlayacak ve bunlarak ek olarak servet yönetimi ve finansal planlama yapabilecektir(Madde 76).
Kuruluş Tebliği’nin 24. maddesi aracı kurumların faaliyetlerini yerine getirirken birtakım ilkelere uymaları gerektiğini düzenlemiştir. Buna göre aracı kurumlar faaliyetlerini müşteriyle imzalanan çerçeve sözleşmede belirtilen esaslar, müşteri emrini en iyi şekilde gerçekleştirme yükümlülüğü ile özen ve sadakat borcu çerçevesinde yürüterek; basiretli bir tacir gibi davranarak, işin gerektirdiği mesleki dikkat ve özeni göstererek, bu kapsamda gerekli önlemleri alarak; faaliyetlerini sürdürmeleri için sahip oldukları kaynakları etkin bir biçimde kullanarak; müşterileriyle olan ilişkilerinde kaydi sistem ve yatırımcıyı korumaya ilişkin diğer düzenlemeler ile müşteriyi ilgilendiren tüm konularda yeterli bilgilendirme ve şeffaflığı sağlayarak yerine getirecektir. Ayrıca, aracı kurumlar Yatırım Kuruluşları Birliği[14]’ne üye olmak ve Yatırımcı Tazmin Merkezi[15]’ne katılmak zorundadır.
Aracı kurumların yukarda izah ettiğimiz ve Kuruluş Tebliği’nde yer alan ilkeler doğrultusunda faaliyetlerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte aracı kurumlar, faaliyetlerini yerine getirirken kimi yükümlülükler ile de muhatap olmaktadır. Söz konusu yükümlülükler Kuruluş Tebliği’nin 25. maddesi vd. yer alan maddelerinde düzenlenmiştir. Çalışmamız kapsamında yükümlülüklerinden kısaca bahsedilecek akabinde söz konusu yükümlülüklerin bir sonucu olarak aracı kurumların sorumluluklarına başvurulacaktır.
Aracı kurumlar, yatırım hizmet ve faaliyetleri kapsamında çerçeve sözleşme imzalamadan önce genel müşterilerine sermaye piyasası araçları ile yatırım hizmet ve faaliyetlerine ilişkin genel riskleri açıklamak ve bu amaçla "Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu[16]”nun bir örneğini vermek ve bu formun okunup anlaşıldığına dair yazılı bir beyan almak ve bir örneğini müşteriye vermek zorundadır.
Aracı kurumların alım satıma aracılık faaliyeti kapsamında genel müşterilerine hizmet sunmadan önce genel risk bildirimine ek olarak işleme konu sermaye piyasası araçlarının risklerini de müşteriye açıklamak ve açıklamaların müşteri tarafından okunup anlaşıldığına dair yazılı bir beyan almaları ve açıklamaların da bir örneğini müşteriye vermeleri gerekmektedir. Nihayetinde söz konusu bilgilendirmelerin neler olduğu 3. fıkrada belirlenmiştir. Ayrıca düzenlemede uyarınca yapılacak bilgilendirmelerin genel ve muğlak ifadeler ya da düzenlemelere yapılan atıflar yerine mümkün olduğunca sayısal veya somut örnekler kullanılarak açıklanması gerekmektedir.
Aracı kurumların müşterileriyle işlem yapmaya başlamadan önce, sunulacak faaliyet ve hizmete ilişkin içermesi gereken asgari unsurların SPK’ca belirleneceği yazılı bir sözleşme yapmaları gerekmektedir. Bu sözleşme, yatırım kuruluşuyla müşterisi arasındaki ilişkiyi genel olarak düzenleyen, başlangıçta bir kez akdedilen ve münferit işlemlerin esasını oluşturan bir çerçeve anlaşmadır. Her bir sözleşme için belirlenen gerekli asgari unsurlara yer verilmesi şartıyla birden fazla yatırım hizmet ve faaliyetine ilişkin olarak tek bir çerçeve sözleşme imzalanabilir. Bu çerçeve sözleşme de tarafların ilerde kuracakları sözleşmelere temel olacaktır[17].
Sözleşmeler, müteselsil sıra numaralı ve en az bir nüsha olarak düzenlenecek ve aslına uygun olduğuna ilişkin onaylayanın imzasını ve yatırım kuruluşunun kaşesini ihtiva eden bir sureti müşteriye verilecektir. Sözleşmenin yatırım kuruluşunda kalan aslının üzerine müşteri tarafından bir suretinin alındığı ibaresi yazılacak ve imzalanacaktır. Nihayetinde, çerçeve sözleşmelerde sermaye piyasası mevzuatına aykırı hükümler ile müşterilerin haklarını ciddi şekilde zedeleyici ve yatırım kuruluşları lehine tek taraflı olağanüstü haklar sağlayan ve emirlerin ispatının müşteriye yüklenmesine ilişkin hükümlere yer verilemeyecektir.
Çerçeve sözleşme imzalanan her müşteriye ayrı bir müşteri numarası tahsis edilmesi gerekmektedir. İmzalanan sözleşme çerçevesinde müşteriye tahsis edilmiş olan numaraya bağlı olarak birden fazla hesap açılabilir. Sözleşme yapılan her müşteri için söz konusu müşteriden emir kabul etmeden veya müşteri adına verilen emir gönderilmeden önce yetkili takas ve saklama kuruluşu ve/veya Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde bir müşteri saklama alt hesabı açılır ya da açtırılması sağlanır ve sicil numarası alınarak müşteri numarası ile eşleşmesi sağlanır. Daha önce alınmış sicil numarası varsa müşteri numarası ile eşleşmesi sağlanır. Aracı kurumlar, yetkili takas ve saklama kuruluşu ve/veya MKK’da sicil almamış veya sicil ile eşleşmemiş hesaplardan emir kabul edemezler.
Aracı kurumlar, asgari unsurları Kuruluş Tebliği’nin 28. maddesinde yer alan unsurları taşıyan ve yetkili oldukları yatırım hizmet ve faaliyetleri ile şirketi tanıtıcı bilgileri içeren bir internet sitesi açmak veya mevcut sitelerini bu kapsamda geliştirmek, bu sitede yetkili oldukları her bir yatırım hizmeti veya faaliyeti için ayrı birer bölüm oluşturmak zorundadır.
Kuruluş Tebliği’nin 29. maddesi ile aracı kurumlara, 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca hesap açmadan önce müşterilerinin kimlik bilgilerini tespit etme ödevi yüklenmiştir. Müşteriler, yatırım hizmet ve faaliyetleri ile yan hizmetler kapsamında yatırım kuruluşları tarafından hizmet sunulan tüm gerçek ve tüzel kişilerdir.
Aracı kurumlar, tüm müşterilerini Kuruluş Tebliği’nin 30. maddesinde belirtilen esaslar doğrultusunda profesyonel ya da genel müşteri olarak sınıflandırmak, bu sınıflandırmaya uygun olarak hizmet ve faaliyet sunmak ve müşteri sınıflarına uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Ayrıca aracı kurumlar, müşteriye yer aldığı sınıfı ve yer aldığı sınıf değiştirme hakkını bildirmekle yükümlüdür. Söz konusu düzenleme ilk defa Kuruluş Tebliği’nin 30. maddesi ile gelmiş daha önce müşterilerin sınıflandırılarak hizmet sunulmasına yahut faaliyet sunulmasına ilişkin düzenlemeler bulunmamaktadır[18].
Uygunluk testi, yatırım kuruluşu tarafından pazarlanan ya da müşteri tarafından talep edilen ürün ya da hizmetin müşteriye uygun olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla, müşterilerin söz konusu ürün veya hizmetin taşıdığı riskleri anlayabilecek bilgi ve tecrübeye sahip olup olmadıklarının tespit edilmesi şeklinde tanımlanmıştır. Kuruluş Tebliği’nin 33. maddesi uyarınca aracı kurumlar, alım satıma aracılık ve halka arza aracılık faaliyetleri kapsamında yalnızca genel müşterilere uygunluk testi yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün istisnasını (a) Yatırım fonu katılma payları ve (b) Hazine Müsteşarlığı tarafından ihraç edilmiş borsalarda ve teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde işlem gören kamu borçlanma araçları oluşturur.
Kuruluş Tebliği’nin 34. Maddesinde pay devirleri birtakım şartlara bağlanmıştır. Buna göre, aracı kurumların ortaklık yapısı değişikliklerinde maddede düzenlenen oranları aşan pay edinimleri ile ortaklara ait payların belirtilen oranların altına düşmesini sağlayan pay devirleri ve pay sahibi bulunan tüzel kişilerin kendilerine ait pay devirleri SPK’nın denetimine tabi tutulmuştur. Aracı kurumda yönetim imtiyazı veren ya da intifa hakkı taşıyan payların devri herhangi bir orana bakılmaksızın Kurul iznine tabidir. Bir kişinin, doğrudan veya dolaylı olarak, aracı kurum sermayesinin veya oy haklarının 34. maddedeki oranlara ulaşmayan veya bu oranlar arasında kalan pay devirlerinde ise devri izleyen 10 iş günü içinde SPK’ya bildirimde bulunulur. Nihayetinde söz konusu maddeye aykırı olarak gerçekleştirilen devirler pay defterine kaydolunmayacak ve bu hükme aykırı olarak pay defterine yapılan kayıtlar hükümsüz olacaktır.
Aracı kurumlar, yatırım hizmet ve faaliyetleri ile yan hizmetlerin icrasını çalışanları marifetiyle gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda, aracı kurumların söz konusu faaliyetleri yerine getirirken çalıştırmış olduğu personeline ilişkin birtakım ilkeler Kuruluş Tebliği’nde yer almaktadır. Buna göre aracı kurumda çalışan yönetici, ihtisas personeli, müfettiş, iç kontrol elemanı ve risk yönetim elemanlarının mesleki yeterlilikleri olmalı, çalışmalarında ve karar almada basiretli bir personelin göstereceği mesleki özen ve titizliği göstermeleri gerekmektedir. Ayrıca söz konusu kişilerin faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında, mesleki faaliyetin dürüst ve tarafsız yürütülmesini sağlayacak bir anlayış ve davranışlar bütünü içinde hareket etmelidir. Tüm bunlara ek olarak aracı kurumların, aracı kurum personeli ve aracı kuruma dışarıdan hizmet verenlerin, işleri dolayısıyla yatırım hizmet ve faaliyetleri kapsamında aracı kurum ve müşterileri hakkında öğrendikleri sırları açıklayamayacağı bu sırları kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine kullanamayacağı şeklinde sır saklama yükümlülükleri de düzenlenmiştir.
Kuruluş Tebliği’nin 56. Maddesinde aracı kurumların yapamayacağı işlemler sıralanmıştır. Söz konusu düzenlemelerin amacı aracı kurumların piyasayı speküle etmesinin ve yapay bir piyasa oluşmasının önlenmesi amacıyla yapıldığı düşünülmektedir[19]. Buna göre aracı kurumlar:
· Kuruldan icrası için izin alınan yatırım hizmetleri ve faaliyetleri ile yan hizmetlere ilişkin iş ve işlemler dışında hiçbir sınaî ve zirai faaliyette bulunamaz.
· Mevzuatın imkân verdiği haller hariç olmak üzere sermaye piyasası araçları dışında kendi mali taahhütlerini içeren evrak çıkaramaz.
· Ticari amaçlı gayrimenkul alım satımında bulunamaz.
· Mevzuatın imkân verdiği haller hariç olmak üzere ödünç para verme işlemleri yapamaz.
· 5411 sayılı Kanunda tanımlandığı üzere mevduat veya katılım fonu toplayamaz, mevduat veya katılım fonu toplama sonucunu verebilecek iş ve işlemler yapamaz.
· Mevzuatın imkân verdiği haller hariç olmak üzere sermaye piyasası araçlarının, belli bir getiri sağlayacağı yönünde herhangi bir yazılı veya sözlü taahhütte bulunamaz.
· Müşteriye ait sermaye piyasası araçları ve nakit üzerinde hak ve yetkileri olmaksızın kendileri veya üçüncü şahıslar lehine herhangi bir tasarrufta bulunamaz.
· Çalışanlarına ve müşterilerine olağan müşteri-aracı kurum ilişkisi dışındaki imkânlardan yararlanmak suretiyle kendi nam ve hesaplarına işlem yapmalarına olanak sağlayamaz.
· TTK’nın 379 ve ilgili maddeleri ile Kanunun 22 nci maddesinde müsaade edilen haller hariç olmak üzere, ihraç ettikleri payları kendi nam ve hesaplarına alıp satamaz.
· Fiktif hesap açamaz, işlemlerini kayıt dışı bırakamaz ve gerçek mahiyetine uygun düşmeyen kayıtlar tesis edemez.
· Portföy yöneticiliği faaliyeti saklı kalmak üzere, yöneticileri ve merkez dışı örgütleri dâhil tüm çalışanları aracılığıyla müşterilerinden sermaye piyasası aracı alım satım emri verme, ordino ve diğer belgeleri imzalama, nakit ve sermaye piyasası aracı yatırma ve çekme, virman işlemi yapma gibi geniş yetkiler içeren vekâletname alarak veya bu sonucu doğuracak şekilde ya da müşterinin bu yöndeki sözlü yetkisine istinaden müşteri adına veya hesabına işlem yapamaz.
· Müşterilerin hak ve yararlarını zedeleyici işlemlerde bulunamaz, iyi niyet kurallarına aykırı hareket edemez, piyasa hakkındaki bilgisizlik ya da tecrübesizliklerinden yararlanıp müşterilerin alım-satım kararlarını etkileyerek kendi lehlerine kazanç sağlayamaz.
· Herhangi bir şekilde gelirlerini artırmak amacıyla müşteriye tanınan limitleri aşmak da dâhil müşterilerin gereksiz ve/veya aşırı miktarda alım-satım yapmalarına ortam hazırlayamaz, bu amaçla müşterileri yönlendiremez ve müşteri talimatı olmaksızın müşteri hesabına işlem yapamaz.
· Bir malî yılda öz sermayelerinin binde beşini aşacak miktarda bağış yapamaz. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Sermaye piyasası öznelerinden olan yatırımcılar ile fon sahiplerinin fiziken bir araya gelmesi küreselleşen dünyada pek mümkün görünmemektedir. Zira her ne kadar bugün bir yatırımcının bir sermaye aracını satın alması ve zilyetliğini elde etmesi mümkün ise de sermayenin tabana yayılması ve yatırımcıların da satın alınması mümkün olan her sermaye piyasası aracına ulaşabilmesi daha kaydi ve pratik hale gelmiştir. Aracı kurumlar tarafından sermaye piyasasının iki unsuru bir alanda birleştirilmekte ve bir nevi suni pazar yeri oluşmaktadır. Aracı kurumların faaliyetleri bununla da sınırlı kalmamakta aynı zamanda sermaye aracı elde etmiş yatırımcıların elindeki araçların alım satımına da imkan sunmaktadır. Nihayetinde sermaye piyasası bakımından pazar yeri rolü üstelenen aracı kurumların hak ve yetkileri bulunmakta bu doğrultuda sorumlulukları doğmaktadır.
Acar, Faruk : Sermaye Piyasası Hukukunda Aracılık Faaliyeti ve Aracılık Yüklenim Sözleşmesi,
Prof. Dr. Vecdi Aral’a Armağan, Kocaeli, 2001.
Günal, Vural: Sermaye Piyasası Hukuku, Ankara, OnikiLevha Yayınları, 1986. İnceoğlu, Mehmet Murat:
Sermaye Piyasası Aracı Kurumlarının Hukuki Sorumluluğu, Ankara, Seçkin Kitabevi, 2004
Kaplan, İbrahim :Portföy Yönetim Sözleşmesi, BATİDER, Haziran- Aralık 1995, C. XVIII, S.1-2.
Kurtoğlu, Evin :“Aracı Kurumların Hukuki Sorumluluğu”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sermaye Piyasaları Ve Ticaret Hukuku Yüksek Lisans Programı,
İstanbul, 2015.
Manavgat, Çağlar Manavgat: Sermaye Piyasası’nda Aracı Kurumlar, Ankara, Banka Ve Ticaret Hukuku
Araştırma Enstitüsü, 1991.
Ünal, Oğuz Kürşat :Aracı Kurumlar, Ankara, Yaklaşım Yayınları, 1997.
Sumer, Ayşe : Türk Sermaye Piyasası Hukuku Ve Seçilmiş Mevzuat, İstanbul, Alfa Yayınları, 1999.
Yasaman, Hamdi :Menkul Kıymetler Borsası Hukuku, İstanbul, 1992.
[1]Çağlar Manavgat, Sermaye Piyasası’nda Aracı Kurumlar, Ankara, Banka Ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 1991, s.24; Oğuz Kürşat Ünal, Aracı Kurumlar, Ankara, Yaklaşım Yayınları, 1997 s.69.
[2] Vural Günal, Sermaye Piyasası Hukuku, Ankara 1986, s.56.
[3] SerPK m. 37: “a) Sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin alınması ve iletilmesi, b) Sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin müşteri adına ve hesabına veya kendi adına ve müşteri hesabına gerçekleştirilmesi, c) Sermaye piyasası araçlarının kendi hesabından alım ve satımı, ç) Portföy yöneticiliği, d) Yatırım danışmanlığı e) Sermaye piyasası araçlarının halka arzında yüklenimde bulunularak satışa aracılık edilmesi, f) Sermaye piyasası araçlarının halka arzında yüklenimde bulunmaksızın satışa, aracılık edilmesi, g) Çok taraflı alım satım sistemlerinin ve borsa dışı diğer teşkilatlanmış pazar yerlerinin işletilmesi, ğ) Sermaye piyasası araçlarının müşteri namına saklanması ve yönetimi ile portföy saklanması, h) Kurulca belirlenecek diğer hizmet ve faaliyetlerde bulunulması”
[4] SerPK m. 40: “yatırım hizmetleri ve faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulca izin verilenlere, icra edecekleri yatırım hizmetleri ve faaliyetlerini gösteren yetki belgesi verilir. Bir yetki belgesi ile bir veya birden fazla yatırım hizmeti ve faaliyetinde bulunma izni verilebilir. (2) yatırım hizmetleri ve faaliyetlerinde bulunmak üzere kuruldan izin almayanlar ile aldıkları izinler iptal olanlar, bu hizmet ve faaliyetlerde bulunamayacakları gibi esas sözleşmelerinde, ticaret unvanlarında veya ilan ve reklamlarında bu hizmetler ve faaliyetlerde bulundukları intibaını uyandıracak hiçbir kelime veya ibare kullanamazlar.”
[5] Mehmet Murat İnceoğlu, Sermaye Piyasası Aracı Kurumlarının Hukuki Sorumluluğu, Ankara, Seçkin Kitabevi, 2004,s.20.
[6] SerPK m.3/v: “yatırım kuruluşu: aracı kurumlar ile yatırım hizmeti ve faaliyetinde bulunmak üzere kuruluş ve faaliyet esasları kurulca belirlenen diğer sermaye piyasası kurumlarını ve bankaları,” ve yine m.35: “bu kanuna göre faaliyette bulunabilecek sermaye piyasası kurumları aşağıda gösterilmiştir: a) yatırım kuruluşları.”
[7] Detaylı bilgi için bknz: Şinasi Kara, Sermaye Piyasası, İstanbul, Doyuran Matbaası, 1990, s.62.
[8] Detaylı bilgi için bknz: Kara, a.e., s.63.
[9] SerPK m. 44: “aracı kurumların kurucu ortaklarının; (a) müflis olmaması, konkordato ilan etmiş olmaması ya da hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş olmaması, (b) faaliyet izinlerinden biri kurulca iptal edilmiş kuruluşlarda, bu müeyyideyi gerektiren olayda sorumluluğu bulunan kişilerden olmaması, (c) bu kanunda yazılı suçlardan kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunmaması, (ç) 14/1/1982 tarihli ve 35 sayılı ödeme güçlüğü içinde bulunan bankerlerin işlemleri hakkında kanun hükmünde kararname ve eklerine göre kendileri veya ortağı olduğu kuruluşlar hakkında tasfiye kararı verilmemiş olması, d) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı türk ceza kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına 2012/6 1. Fesat karıştırma, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından mahkûm olmaması, (e) gerekli mali güç ve işin gerektirdiği dürüstlük ve itibara sahip bulunması, şarttır. (a) bendinde belirtilen şartlar, iflasın kaldırılmasına, kapatılmasına veya konkordato teklifinin tasdikine ilişkin kararın, (b) bendinde yer alan şartlar ise buna ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren on yıl geçmesi hâlinde, bu fıkranın uygulamasında dikkate alınmaz. (2) aracı kurumların tüzel kişi kurucu ortaklarının da doğrudan veya dolaylı olarak şartları kurulca belirlenecek önemli etkiye sahip ortakların da birinci fıkrada yer alan şartları taşıması zorunludur. (3) aracı kurumların dönüşüm işlemleri ile esas sözleşme değişikliklerinde kurulun uygun görüşünün, pay devirlerinde kurul izninin alınması zorunludur ve bunlara ilişkin usul ve esaslar kurulca belirlenir. Bu fıkra uyarınca yapılan düzenlemelere aykırı olarak gerçekleştirilen devirler pay defterine kaydolunmaz ve bu hükme aykırı olarak pay defterine yapılan kayıtlar hükümsüzdür. (4) aracı kurumların bu kanun kapsamındaki faaliyetlerini yürütmek için dışarıdan destek hizmeti alımına ilişkin usul ve esaslar kurulca belirlenir. (5) bankalar dışındaki diğer yatırım kuruluşlarının kurucularında aranacak şartlar kurulca belirlenir.”
[10] 17.12.2013 Tarih ve 28854 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ m. 8/3: “aracı kurumların dönüşüm işlemleri ile esas sözleşme değişikliklerinde kurulun uygun görüşünün alınması zorunludur.”
[11] 17.12.2013 Tarih ve 28854 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ m.8:”aracı kurumların ticaret unvanlarında yatırım hizmetleri ve faaliyetlerini göstermesi amacıyla “menkul değerler” veya “menkul kıymetler” ibarelerinden birinin yer alması şarttır. Geniş yetkili aracı kurumlar ise “yatırım menkul değerler” veya “yatırım menkul kıymetler” ibarelerini kullanabilir.”
[12] Hizmet Tebliği’nin “Portföy aracılığı faaliyetinin tanımı” başlıklı 21. maddesi: “Kanunun 37 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında portföy aracılığı faaliyeti, işlem aracılığı faaliyetine ek olarak, yatırım kuruluşlarının müşterilerin sermaye piyasasıaraçlarıyla ilgilialım veya satım emirlerini karşı taraf olarak yerine getirmesi faaliyetini ifade eder.”
[13] Faruk Acar, Sermaye Piyasası Hukukunda Aracılık Faaliyeti ve Aracılık Yüklenim Sözleşmesi, Prof. Dr. Vecdi Aral’a Armağan, Kocaeli, 2001, s. 323.
[14] SerPK m. 74: “Bu kanunun 37 nci maddesi uyarınca yatırım hizmet ve faaliyetlerinde bulunmaya yetkili kılınmış kuruluşlar ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlardan kurulca uygun görülenler tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan türkiye sermaye piyasaları birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar.”
[15] SerPKm. 83: “Yatırımcıların bu kanundaki şartlar çerçevesinde tazmini amacıyla kamu tüzel kişiliğini haiz ytm kurulmuştur. YTM, kurul tarafından çıkarılacak bir yönetmelik çerçevesinde kurul tarafından idare ve temsil olunur.”
[16] Kuruluş Tebliği Ek-1.
[17] “Çerçeve sözleşme, Borçlar Kanunu’nda düzenlenen emtiaların degişimine ya da hizmetlerin ifasına yönelik sözleşmelerin aksine sadece bağlayıcı nitelikte olmak üzere taraflar arasında ileride kurulacak olan münferit sözleşmenin şartlarını önceden düzenleyen ve taraflar arasında sürekli bir boç ilişkisi kuran sözleşmedir.” Nami Barlas, Çerçeve Sözleşme Kavramı Ve Çerçeve Sözleşmelerin Özellikleri, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu’na 65. Yaş Günü Armağanı, 2. Tıpkı Bası, İstanbul, 2001, s. 813.
[18]Evin Kurtoğlu, “Aracı Kurumların Hukuki Sorumluluğu”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sermaye Piyasaları Ve Ticaret Hukuku Yüksek Lisans Programı, İstanbul, 2015, s.9.
[19] Ayşe Sumer, Türk Sermaye Piyasası Hukuku Ve Seçilmiş Mevzuat, İstanbul, Alfa Yayınları, 1999, s. 72.