19.03.2024
Yazarlar: Nazlıgül Akdemir
Hukuk sistemimizde faize ilişkin düzenlemelere mevzuatta oldukça dağınık yer verilmiş olup esas hükümler Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da yer almaktadır. Hukuki niteliği itibarıyla fer’i bir borç olan faiz, mahrum kalınan para alacağı nedeniyle alacaklıya ödenen bedel olarak tanımlanabilir.
Faiz çeşitli ölçütlere göre sınıflandırılabilirse de niteliği açısından anapara faizi ve temerrüt faizi olmak üzere ikiye ayrılır. Bununla birlikte her iki faiz türünün de kaynağı bakımından kanuni faiz ve akdi faiz olarak ikili bir ayrım yapılması mümkündür. Faiz oranının kanun ile belirlenmesinde kanuni faiz, taraflarca kararlaştırılmasında ise akdi faiz kavramları karşımıza çıkmaktadır.
Bir işin adi ya da ticari iş sayılması faiz bakımından birtakım farklılıkları beraberinde getirmektedir. Bu bilgi notu ile ticari işlerde uygulanan faiz türleri ve özellikli durumlara ilişkin kısaca bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Anapara faizi (Kapital faiz):
Anapara faizi, bir para alacağı için bu paradan belli bir süre yoksun kalınması nedeniyle borcun vadesine kadar ödenen faizdir. Diğer bir deyişle anapara faizi, herhangi bir para alacağına, tarafların kararlaştırması ya da kanun gereği vadeye kadar işletilen faizdir.
Ticari işlerde anapara faizi oranı kural olarak serbestçe belirlenebilir (TTK 8/1). Bu serbestinin sınırları ahlak kuralları ve TBK’nın aşırı yararlanma (gabin) hakkındaki hükümleri ile çizilmiştir. Eğer kararlaştırılan faiz, aşırı derecede yüksek olup borçlu tacirin ekonomik varlığını tehlikeye maruz bırakıyorsa hâkim tarafından indirime tabi tutulabilmektedir. Diğer taraftan tacir konumunda olan bir borçlunun ticari işlerinde tecrübesizliği söz konusu olmayacağından sadece zor durumda kalması halinin varlığına dayanarak sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmesi söz konusu olabilir.
Öte yandan TBK m. 88/2 “Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünün ticari işlerde de geçerli olup olmadığı hususu doktrin ve Yargıtay kararlarında tartışmalıdır.
Anapara faizi için, faiz oranı hakkında taraflar arasında bir anlaşma yoksa anapara faizi oranı yıllık %9 olarak uygulanır (3095 sayılı Faiz Kanunu m.1)
Temerrüt faizi (Gecikme faizi):
Temerrüt faizi, para borcunun zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle borcun ödenmesinde gecikilen süre için alacaklıya ödemesi gereken faizdir. Borç vadesinde ödenmemiş ve temerrüt şartları gerçekleşmişse borçlunun kusuru olmasa ve sözleşmede temerrüt faizi ödeneceği kararlaştırılmamış olsa dahi alacaklının talebi üzerine, borçlu temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.
Ticari işlerden doğan temerrüt faizi için taraflar temerrüt faiz oranını serbestçe tayin edebilirler.(TTK m. 8/1, 3095 sayılı Faiz Kanunu m. 2/1).
TBK m.120/2 hükmü ile getirilen “Sözleşme ile kararlaştırılacak temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.” hükmünün ticari işlerde geçerli olup olmadığı konusunda tıpkı anapara faizi oranında olduğu gibi bir fikir birliği yoktur.
Temerrüt faiz oranı hakkında taraflar arasında bir anlaşma yoksa temerrüt faizi kapital faizi oranı olan yıllık %9 üzerinden hesaplanır. (3095 sayılı Faiz Kanunu m. 2/1)
3095 sayılı Faiz Kanunu m. 2/2 ile kanuni temerrüt faizinde özel bir durum öngörülmüştür. Buna göre Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, m. 1 uyarınca belirlenen miktardan (%9’dan) fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilecektir. Merkez Bankası avans faizi oranını en son 23.12.2023’de 44,25 olarak belirlediğinden ticari işlerde kanuni temerrüt faizi, talep edilmesi halinde bu oran üzerinden uygulanabilecektir.
Dikkat edilmesi gereken bir husus da temerrüt faizinin geç ödenmesi halinde temerrüt faizi talep olunamayacağıdır. (TBK m. 121/2)
Diğer faiz türlerine bakıldığında reeskont ve avans faizi ise 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu’nun 45. Maddesinde düzenlenmiştir.
Reeskont Faizi:
Reeskont kavramı, iskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı el değiştirmiş olan kıymetlerin, bir bedel karşılığında yeniden el değiştirmesini (reiskonto) ifade eder. Bankalarca verilen ticari senet ve vesikalar, ticari hayatın likidite ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kabul edilebilmektedir.
Reeskont işlemlerindeki tüm koşul ve kurallar Merkez Bankası tarafından belirlenmekte ve bu işlemler için Merkez Bankası tarafından uygulanan faize "reeskont faiz oranı" adı verilmektedir. Reeskont faiz oranı, ekonomideki para arzı ve kredi genişlemesi dikkate alınarak belirlenmekte olup en son 23.12.2023 tarihinde güncellenen oran %43,25’tir.
Avans Faizi:
Merkez Bankası reeskonta kabul edebileceği senetler karşılığında avans da verebilmektedir. (TCMB Kanunu m. 45/2)
Avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı, Merkez Bankasınca para politikası ilkeleri doğrultusunda düzenlenmekte olup 23.12.2023 tarihinde belirlenen yıllık oran %44,25’tir.
3098 sayılı Faiz Kanunu m. 2/2 maddesinde ticari işlerde uygulanacak faiz oranı bakımından avans faiz oranına atıf yapılmıştır.
Sonuç olarak;
Hukukumuzda, birçok genel ve özel kanunda dağınık bir şekilde düzenlenen faizi, kaynağı ve niteliğine göre çeşitli şekillerde sınıflandırmak mümkünse de faizin temel maksadı bir miktar para alacağından yoksun kalınması dolayısıyla kanun veya sözleşme uyarınca bir bedel ödenmesidir. Bir işin ticari iş sayılması faizin uygulanması bakımından özellik teşkil eder. Bunun en önemli örnekleri sözleşme veya sair şekilde kararlaştırılmamışsa dahi faiz istenebilmesi ve adi işlere göre daha yüksek faiz istenebilmesidir.