12.03.2024

Yazarlar: Beyza Somuncu, Beyza Büyükağaçcı

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu(“Kanun”)’nda sigortalı işsizlere kanunda belirtilen süre ve miktarda yapılan parasal ödemelerin “işsizlik ödeneği” olarak isimlendirileceği ifade edilmiş ve devamında da işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için mevcudiyeti aranan birtakım şartlara değinilmiştir. Konunun önemine binaen hazırlamış olduğumuz işbu yazımızda da işsizlik ödeneği ya da bir diğer adıyla işsizlik maaşı müessesine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

Şöyle ki, hizmet sözleşmeleri Kanun’da belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona eren sigortalılar, İşçi ve İş Bulma Kurumu(“İŞKUR”)’na süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri ve Kanun’da yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış olmaları halinde işsizlik ödeneği almaya hak kazanmaktadır. Bu noktada sigortalının işsizlik ödeneğinden yararlanabilmesi için;

·   Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması,

·   Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olarak çalışması,

· Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olması,

·  Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurması gerekmektedir.

Önemle vurgulamak isteriz ki, işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için bahsedilen şartların tümünün birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup şartlardan birinin dahi eksik olması halinde sigortalının işsizlik ödeneği almaya hak kazanması mümkün olmayacaktır. Bu noktada, önemine binaen işsizlik ödeneğine hak kazanma şartlarından “işçinin kendi istek ve kusuru olmaksızın işsiz kalması şartı” ile “Kurum’a başvuru şartı” açısından detaylı açıklamada bulunmakta fayda görüyoruz.

Sigortalı İşçinin Kendi İstek Ve Kusuru Dışında İşsiz Kalması Şartı ile Hizmet Sözleşmesinin Sigortalının İstek ve Kusuru Dışında Sonlandırıldığını ve Sigortalının İşçilik Ödeneğinden Yararlanmaya Hak Kazandığını Gösterir İşten Çıkış Kodları

Bilindiği üzere hizmet sözleşmesinin sona ermesi halinde Kanun’da öngörülen süreler içinde işten çıkış bildirgesinin düzenlenmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna ibraz edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda işten çıkış bildirgesinde yer alan “işten çıkış kodu”, sigortalının işsizlik ödeneği alıp alamayacağının belirlenmesinde özel bir öneme sahiptir[1]. Şöyle ki; işten çıkış bildirgesinde ilgili kodların yer alması halinde, sigortalının hizmet akdinin kendi istek ve kusuru olmaksızın sonlandırılmış olduğu ve diğer şartların da mevcudiyeti halinde işsizlik ödeneğinden yararlanabileceği kabul edilmektedir.

Hizmet Sözleşmesinin Feshinden Sonraki 30 Gün İçinde Kuruma Başvurma Şartı

Belirtilen ödenekten yararlanmak isteyen sigortalıların, hizmet sözleşmesinin feshinden sonraki 30 gün içinde İŞKUR birimine başvurması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, Kanun’da belirtilen sürenin niteliği ve bu sürenin kaçırılması halinde ne yapılabileceğidir. Şöyle ki, Kanun’da belirtilen süre hak düşürücü nitelikte olmadığından 30 günlük sürenin başvuru yapılmaksızın geçirilmesi halinde sigortalının başvuru hakkı tamamen ortadan kalkmayacak, yalnızca başvuruda gecikilen süre toplam hak sahipliği süresinden düşülecektir. Dolayısıyla hizmet sözleşmesinin feshinden sonraki 30 gün içerisinde iş almaya hazır durumda olduğunu belirtmek suretiyle başvuruda bulunmamış olan sigortalının, başvuruya engel halin ortadan kalktığı tarihten itibaren en kısa zaman içerisinde Kurum’a başvurması halinde ödenekten yararlanabileceği kabul edilmektedir.

 

İşsizlik Ödeneğinin Miktarı     

Kanun’un 50. maddesinde işsizlik ödeneğinin miktarına dair düzenlemeye yer verilmiş olup ilgili düzenleme uyarınca günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkı kadar olmaktadır. Bununla birlikte hesaplanan işsizlik ödeneği miktarının, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesine göre on altı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemeyeceği de gözden kaçırılmamalıdır.

İşsizlik Ödeneğinin Ödenme Süresi Ve Sair Hususlar

 

İşsizlik ödeneğinin ödenme süresi Kanun’da detaylı şekilde düzenlenmiştir. Kanun’un 50. maddesine göre, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olanlardan, son üç yıl içinde;

·      600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,

·      900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,

·   1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün süre ile işsizlik ödeneği verilmektedir.

Ek olarak belirtmek ve önemle vurgulamak isteriz ki; işsizlik ödeneği damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulamamakta, nafaka borçları dışında haczedilememekte ve bir başkasına devir ve temlik edilememektedir. Bu noktada sigortalının kusurundan kaynaklandığı belirlenen fazla ödemelerin yasal faizi ile birlikte geri alındığı unutulmamalı ve fakat ölen sigortalı işsizlere ait fazla ödemelerin iadesinin talep edilmediği de gözden kaçırılmamalıdır.

Sigortalının Yeniden İşe Girmesi Veya Yeniden İşsiz Kalması

Kanun’daki düzenleme uyarınca sigortalı, işsizlik ödeneğinden yararlanma süresini doldurmadan tekrar işe girer ve işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanmak için Kanun’un öngördüğü şartları yerine getiremeden yeniden işsiz kalırsa daha önce hak ettiği işsizlik ödeneği süresini dolduruncaya kadar bu haktan yararlanmaya devam etmektedir. Kanun’un öngördüğü şartları yerine getirmek suretiyle yeniden işsiz kalması halinde ise kendisine sadece bu yeni hak sahipliğinden doğan süre kadar işsizlik ödeneği ödenmektedir.

İşsizlik Ödeneği Ödenmesinde Hak Düşürücü Nedenler       

İşsizlik ödeneği alan sigortalının söz konusu ödemeyi almakta iken; Kurum’ca teklif edilen, mesleğine uygun, son çalıştığı işin ücret ile çalışma koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye mücavir alanı sınırları içindeki bir işi haklı bir nedene dayanmaksızın reddetmesi ve/veya işsizlik ödeneği aldığı dönemde gelir getirici bir işte kayıt dışı olarak çalıştığının tespit edilmesi halinde işsizlik ödeneği tekrar başlatılmamak üzere kesilmektedir.

İşsizlik ödeneği aldığı dönem içerisinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilen sigortalının ödeneği “emeklilik” gerekçesi ile yaşlılık aylığını almaya başladığı tarih itibari ile kesilmektedir.

Sigortalının Kurum tarafından kendisine önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir neden göstermeden reddetmesi veya kabul etmesine rağmen eğitime devam etmemesi ile haklı bir nedene dayanmaksızın Kurum tarafından yapılan çağrıları zamanında cevaplamaması veya istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde vermemesi hallerinde işsizlik ödeneği kesilmekte; ancak bu hallerin sona ermesi durumunda ödemeler yeniden başlatılmaktadır.

İşe İade Kararının İşsizlik Ödeneğine Etkisi

İşe iade davasının işçi lehine sonuçlanması halinde yasada öngörülen geriye dönük olarak yatırılan 4 aylık primlerin son günü fesih tarihi kabul edilerek başvuru ve prim ödeme şartlarını sağlayan sigortalılara, çalışılmayan dönemler için işsizlik ödeneği ödenmektedir[2]. Belirtmek isteriz ki davanın kesinleştiği tarihten itibaren 30 gün içinde yapılan başvuruların süresinde yapıldığı kabul edilmektedir.

 

İşe iade davasına konu olan ilk fesih ile işsizlik ödeneği ödenmiş olan işsizler için;  fesih tarihinden itibaren işe iade davası  kapsamında geriye dönük olarak bildirilen primlerin son günü fesih tarihi olarak esas alınmak suretiyle işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenmekte ve işsiz geçen dönemler için işsizlik ödeneği ödenmektedir. Prim bildirimi olan dönemlerde yapılmış olan ödemeler ise, ödenecek olan işsizlik ödeneğinden yasal faiz uygulanmadan mahsup edilmektedir.

Sonuç olarak;

İşsizlik ödeneği ile ilgili düzenlemelere, 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda ve Kanun’a bağlı olarak çıkartılan yönetmeliklerde yer verilmektedir.

İlgili düzenlemeler uyarınca; hizmet akitleri Kanun’da öngörülen hallerden biri ile sona ermiş olan, bu sona erme durumunda kendi istek ve kusuru bulunmayan, hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son 120 gün içerisinde hizmet akdine tabi olarak çalışan ve hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası ödemiş bulunan sigortalılar; işsizlik ödeneğinden faydalanabilmektedir.

Damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulamamakta olan işsizlik ödeneği, nafaka borçları dışında haczedilememekte ve bir başkasına devir ve temlik edilememektedir.

[1] Sigortalının işten ayrılış kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davasında husumetin işverene yöneltilmesi gerektiği ve işverene karşı İŞKUR'un taraf olmadığı bir davanın işçi lehine sonuçlanması hâlinde mahkeme kararında, ihbar ve/veya kıdem tazminatına hükmedilmiş veya Kanun'un 51 inci maddesi kapsamında fesih işlemi yapıldığı yönünde bir ifadeye yer verilmiş ise bu halde iş kodu tespit davasında hukuki yararın bulunmadığına ilişkin Yargıtay kararı için bknz: Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2022/8185E., 2022/10424K., sayılı ve 26.09.2022 Tarihli İlamı.

[2] “İşçinin boşta geçen ve çalışılmış gibi kabul edilen en çok dört aylık süre içinde gelir elde ettiği, işsiz kalmanın sonuçlarının bu şekilde telafi edildiği gözetildiğinde, dört aylık süre için ödenmiş olan işsizlik ödeneğinin İş Kurumuna iadesi gerekir. Aksinin kabulü çifte ödemeye neden olacağı gibi, 4447 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan amacına da aykırılık teşkil eder.” Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin E. 2010/5991 K. 2010/15752 sayılı ve 30.11.2010 Tarihli Kararı.

TOP